Results for hafifletme translation from Turkish to English

romen vatandaşlığı korkularını hafifletme
alleviating romanian citizenship fears

bu, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir.
this is a concession from your lord and a kindness.

bu, rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir.
this is a concession from your lord and a kindness.

bu söylenenler, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir.
this is a concession from your lord and a kindness.

bu, rabbiniz tarafından bir hafifletme ve bir rahmettir.
this is a concession from your lord and a kindness.

İşte bu, rabbinizden size bir hafifletme ve bir rahmettir.
this is a concession from your lord and a kindness.

bu (hafifletme), allah'a ve resulüne inanmanızdan dolayıdır.
all this is in order that you may truly believe in allah and his messenger.

demilitarizasyon, ab ile vize şartlarını hafifletme konulu müzakerelere ön şart teşkil ediyordu.
the demilitarisation was one of the preconditions for visa facilitation negotiations with the eu.

kabul edilebilir seviyeyi aştığı zamanki kalite riskini hafifletme veya önleme süreçlerini kapsar.
it covers the process of reducing or preventing the risk when it exceeds the acceptable level.

bu, rabbiniz'den bir hafifletme ve rahmettir. bundan sonra tecavüzde bulunana elem verici azab vardır.
that is a remission from your lord and a mercy; and should anyone transgress after that, there shall be a painful punishment for him.

Ülke bunun yerine, ab'nin kıbrıs türk toplumuna uygulanmakta olan ekonomik izolasyonu hafifletme sözünü tutmasında ısrar ediyor.
it has insisted instead that the eu make good on a promise to ease the economic isolation of the turkish cypriot community.

bu (hafifletme), allah'a ve resulüne inanmanızdan dolayıdır. bunlar allah'ın hükümleridir.
that is for you to believe [completely] in allah and his messenger; and those are the limits [set by] allah.

ab’nin ‘hafifletme’ çalışmalarının başlıca amacı budur. hafifletme çabaları ‘sera’ gazı emisyonlarının azaltılmasına odaklanmıştır.
the more successful mitigation efforts are in cutting emissions, the less extensive our need for adaptation.

allah, sizin yükünüzü hafifletmeyi diler ve insan, zaten de zayıf olarak yaratılmıştır.
allah desires to lighten your burden, for man was created weak.