Results for harmanlayan translation from Turkish to English

siyaset ve ekonomiyi harmanlayan genel kanı, ekonomik büyüme oranının yüksek olduğu ülkelerde toplumsal istikrar ve sağlam siyasetin daha büyük bir şansa sahip olduğu yönünde.
conventional wisdom, blending politics and economics, says that wherever economic growth is high, social stability and sound politics have a better chance of prevailing.

national geographic için hazırladığım ilk haber, ki bu dergi, çevre sorunları ve doğa tarihini harmanlayan haberler yapma imkanını farkettiğim yerdir, foklar hakkında önerdiğim bir öyküydü.
the first story that i did for national geographic, where i recognized the ability to include environmental issues within a natural history coverage, was a story i proposed on harp seals.

eğitimci roy gould ve araştırmacı curtis wong teleskop ve uydu görüntülerini kapsamlı ve interaktif bir biçimde harmanlayan, microsoft'un evrensel teleskop'unun gizli yönlerini gösteriyor.
educator roy gould and researcher curtis wong show a sneak preview of microsoft’s worldwide telescope, which compiles images from telescopes and satellites to build a comprehensive, interactive view of our universe.

ancak duygusal açıdan zengin görselleri halen devam ettirilen bir gelenekçilik duygusuyla harmanlayan türk televizyonunun cazibesi, aile temelinin ateşli öpüşme sahneleri, zina hikayeleri, cinayet ve suçla tehdit edildiğini hisseden türkiye'deki bazı muhafazakârlardan eleştiri de aldı.
however, the appeal of turkish television, mixing emotionally rich images with a sense of well-kept traditionalism, has also received criticism from some conservatives in turkey who feel the basis of family is being threatened through images of sultry kisses, adultery stories, murder and crime.