Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
zayıf hava akışı, akciğer dokusunda beliren yıkım (amfizem) ve obstrüktif bronşiyolit olarak bilinen küçük solunum yolu hastalığından kaynaklanmaktadır.
the poor airflow is the result of breakdown of lung tissue (known as emphysema) and small airways disease known as obstructive bronchiolitis.
pnömoniye yatkınlaştıran koşullar ve risk faktörleri arasında sigara içmek, bağışıklık yetmezliği, alkolizm, kronik obstrüktif pulmoner hastalık, kronik böbrek hastalığı ve karaciğer hastalığı yer alır.
conditions and risk factors that predispose to pneumonia include smoking, immunodeficiency, alcoholism, chronic obstructive pulmonary disease, chronic kidney disease, and liver disease.
hastalar, aldıkları tedavi sırasında ortaya çıkan yan etkileri nedeniyle polikliniğe başvurmalarıyla ilgili, özellikle astım ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (koah) gibi hastalıklar nedeniyle uzun süre tedavi alan hastalar yan etki açısından sorgulanmışlardır.
among patients, who applied to the clinic due to drug side effects that occurred during the prescribed treatment, particular attention in terms of drug side effects was paid to those who received long-term treatment for such diseases as asthma and chronic obstructive pulmonary disease (copd).