Results for odin in yerine gelen translation from Turkish to English

yerine gelen dilekse yaşam verir.
hope deferred maketh the heart sick: but when the desire cometh, it is a tree of life.

saldırganlar ardından olay yerine gelen devriyelere de ateş açtılar.
they then opened fire on patrols that raced to the scene of the incident.

vefat eden kral ve yerine gelen kralın yaşlarıyla ilgili bir karışıklık vardı.
there was also a confusion about the deceased king and his new successor's ages.

aynı yerlerden gelen... ...eti yiyiyoruz.
and we also are eating meat that comes from some of these same places.

ağustos ayı sonlarında ahmet necdet sezer'in yerine gelen gül, meclis tarafından seçilmiş son cumhurbaşkanı olacak.
gul, who succeeded ahmet necdet sezer in late august, will be the last president to have been selected by parliament.

hiç beklemediğiniz yerlerden gelen bir proje.
it's coming from places that you wouldn't expect.

olay yerine gelen bomba imha ekiplerinin binanın dışına bırakılmış ikinci bir paketi uzaklaştırmaya çalıştıkları görüldü.
bomb disposal teams were seen working on removing a second package left outside the building.

Şubat 2003’te, aralık 2002’de sayın rolandas pavilionis’in yerine gelen sayın gediminas dalinkevicius’un yerine geldi
mr gintautas Šivickas in february2003 replaced mr gediminas dalinkevicius, who had replaced mr rolandas pavilionis in december 2002

alman korgeneral holger kammerhoff'un yerine gelen de kermabon, 1999'un göreve başlamasından bu yanaki dokuzuncu komutanı.
replacing german lieutenant general holger kammerhoff, de kermabon is the ninth commander of kfor since its deployment in 1999.

elimizde olan afrika malzemelerini başka yerlerden gelen malzemeler ile birleştiriyor.
mixing african materials, such as we have, with materials from elsewhere.

ardlarından yerlerine gelen bir takım kötüler, kitap'a mirasçı oldular.
and a generation hath succeeded them who inherited the scriptures.

yeniden örgütlenme, kadro küçülmesi sonrasında kurumun normal işleyişini yerine getirebilmesi için gerekliydi.
the reorganisation was needed to ensure the normal functioning of the institution after staff downsizing.

kainulainen’in yerine gelen lauri porra ile çalışmalarına başlanan yeni albüm geçici olarak “r… r…” olarak adlandırılsa da grup içi meseleler projenin askıya alınmasına sebep olmuştur.
kainulainen was quickly replaced with lauri porra, and in 2006 the band began work on a new album that was tentatively titled r...r..., however as internal issues increased the project stalled.

bebeklerin karşısında, insan yerine televizyon olunca beyinlerinde ne olduğunu öğrenmek için onların beynine girmeyi istedik.
we want to get inside the brain and see this thing happening as babies are in front of televisions, as opposed to in front of human beings.

aarhus Üniversitesi'nden profesör søren pold "myst"'in hikâyelerin insanlar yerine nesnelerle anlatılabileciğinin mükemmel bir örneği olduğuna işaret etti.
aarhus university professor søren pold pointed to "myst" as an excellent example of how stories can be told using objects rather than people.

güncel belge için yer imi ekleitems in a folder
free disk space:

belgrad'ın kosova koordinatörü nebojsa coviç ise, gitmekle katillerin isteğini yerine getirmiş olacaklarını söyleyerek ailelerden kalmalarını istedi.
belgrade's kosovo co-ordinator, nebojsa covic, urged the families to stay, saying leaving is exactly what the murderers want them to do.

gerçek ve yerinde gelen bir bağırışla onları helak ediverdik de selle sürüklenip gelen çerçöpe döndürdük; artık uzaklık, zulmeden topluluğa.
a blast struck them for a just cause, and we made them look like withered leaves. god keeps the unjust people away from his mercy.

1990'lardaki yaptırımlar ve ekonomik bunalımdan ötürü zor günler geçirse de belgrad kenti ve kentin güzellikleri dünyanın her yerinden gelen insanlarca yeniden ve yeniden keşfediliyor.
although belgrade suffered decline due to the sanctions and economic depression in the 1990s, people from all over the world are discovering or rediscovering its charms.

bunu g7'nin veya g8'in yerini alan g20'deki durumda gördük.
we've seen this in terms of the g20 usurping very rapidly the position of the g7, or the g8.