Results for polimer translation from Turkish to English

polimer
polymer

polimer maddesi
polymer agent

porselen/polimer
porcelain/polymer

polimer bitümlü membran
polymer bitumen membrane

polimer makro-fiber
polymer macro-fiber

ve o plastik bir polimer.
and that's a plastic polymer.

kenarların çevresindeki cizgiler bir polimer.
the lines around the edges are a polymer.

bio-polimer kütle spektrometresi yazılımı
bio-polymer mass spectrometry software

bu gaz enjekte edilmis polimer bir sandalye.
it's a gas-injected polymer chair.

kitabın kendisi bir polimer. bir ağaç değil.
the book itself is a polymer. it is not a tree.

tabiatta beş polimer kullanıyoruz tüm bu gördüklerinizi yapmak için.
we use five polymers in the natural world to do everything that you see.

bu polimer şaşırtıcı çünkü pek çok farklı organizmada bulunuyor.
this polymer is amazing because it's present in so many different organisms.

sepetler gıdaya uygun,temizlenebilir,polimer malzemeden üretilmiştir.
the baskets are manufactured from polymer material that is suitable for food and can be cleaned.

yaygın bir şekilde bilinen ve kullanılan, tıbbi sınıf polimer
widely known and used, medical grade polymer.

bu gaz enjekte edilmis bir parca polimer sandalye icin bir fikir.
this is an idea for a gas-injected, one-piece polymer chair.

* doi ve edwards polimer fizik alanında çok meşur bir kitap yazmışlardır.
* doi and edwards wrote a very famous book in polymer physics.

bu yüzden polimer tesadüfi rastgele hareket ve ideal zincir ile tarif edilebilir.
the polymer can therefore be described by a simple random walk and ideal chain.

tüfek çelik, 7075 alüminyum alaşım, kompozit plastik ve polimer malzemeden yapılmıştır.
the rifle is made of steel, 7075 aluminum alloy, composite plastics and polymer materials.

* flory polimer fizik alanını oluşturan ilk bilim adamı olarak kabul edilir.
* flory is considered the first scientist establishing the field of polymer physics.

soyle soyledim, " biyo-polimer isine girmelisiniz." beni dikkate almadilar.
i said, "you get into biopolymers." they looked straight through me.