Results for seni deli gibi seviyorum translation from Turkish to English

seni olduğun gibi seviyorum.
i love what you are.

bu evi olduğu gibi seviyorum.
i like this house as it is.

Şeyleri sadece oldukları gibi seviyorum.
i like things just the way they are.

o kıza deli gibi aşık.
he is madly in love with that girl.

deli gibi bitki yetiştiriyor,
we were growing plants like crazy.

o, bir deli gibi hareket etti.
he acted like a madman.

hamlet sanki deli gibi davranır.
hamlet acts as if he were insane.

peki neden bu sonuçları deli gibi kutlamıyoruz?
so why aren't we jumping up and down about this?

tom mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
tom ran like crazy to catch up with mary.

tek bir koşul var: deli gibi yazmalısınız. deli gibi!
there's one condition: you must write like crazy. like crazy!

kardeş gibi seviyorlar.
they love turkey as a brother.

bir yaşındayken bacaklarım kesildi. ondan beri, her yerde deli gibi koşuyorum.
i was amputated at age one, and i've been running like hell ever since, all over the place.

o sanki deliymiş gibi davrandı.
he behaved as if he were crazy.

Çocuğu kendi evladı gibi seviyor.
she loves the boy like he's her own son.

bir anomaliydim. ve benliğim, tanım bulmak için deli gibi aranıyordu ve dahil olmaya çalışıyordu.
i was an anomaly, and my self was rooting around for definition and trying to plug in.

bizim millet bunun için sibirya’ya gidiyor….gidiyor deli gibi para harcıyor.
our nation is going to siberia for this... they spend money like crazy.

ca:bu biraz garip bir şey, çünkü bunu yaptın ve birçok insan seni deli olarak adlandırdı.
ca: well, that was a bizarre thing, because you made this move that a lot of people advised you was crazy.

hard candy ojeleri, herkese hitap etmiyor, ancak hitap ettiği insanlar, hakkında deli gibi konuşuyorlar.
hard candy nail polish, doesn't appeal to everybody, but to the people who love it, they talk about it like crazy.

maalesef, kanserler ancak bu geç sahfada teşhis edilebiliyor. anjiogenez harekete geçmiş, kanser hücreleri de deli gibi yayılmaya başlamış oluyor.
and, unfortunately, this late stage of cancer is the one at which it's most likely to be diagnosed, when angiogenesis is already turned on and cancer cells are growing like wild.

aralarında yürürüm ve onları teşvik ederim, "haydi, haydi!" bir iki saat kadar deli gibi yazmak zorundalar.
i walk around and encourage them, "come on, come on!" they have to write like crazy for an hour or two.