Results for umutsuzluk translation from Turkish to English

umutsuzluk
depression (mood)

sefalet, umutsuzluk doğurur.
poverty breeds despair. we know this.

umutsuzluk şiddet doğurur. bunu biliyoruz.
despair breeds violence. we know this.

bunları aslında umutsuzluk içinde söylemiyorum.
i actually don't say this in despair.

bir aile mensubunun umutsuzluk ve çaresizlik sözleriydi.
it was a family member's plea of desperation and hopelessness.

ag: her araştırmacı bu umutsuzluk ifadesini tanıyacaktır.
ag: every scientist will recognize that expression of despair.

sonunda, umutsuzluk içinde yaşlı bilge bir kadına danışmaya giderler.
finally, in desperation, they went and they consulted a wise old woman.

dolayısıyla umutsuzluk, siyasi iktidarsızlık ve gittikçe büyüyen yabancıları suçlama eğilimi artış gösteriyor.
thus, feelings of despondency, political impotence and a growing inclination to blame outsiders arise.

stokes “umut kaynağı olanlar” ve “umutsuzluk kaynağı olanlar” olarak ikiye ayırmıştır.
stokes has divided them into two groups as "those with source of hopefulness" and "those with source of hopelessness"

(duruşma) sa'at(i) başladığı gün, suçlular (umutsuzluk içinde) susarlar.
and at the time when the hour shall come the guilty shall be in despair.

başbakanın sunduğu sahte ikilem onun umutsuzluğunu yansıtıyor." dedi.
the supposed dilemma which the pm presented reflects his desperation," kaklamanis, an outspoken former health minister, told setimes on tuesday.