Results for vicdan azabı translation from Turkish to English

vicdan azabı
remorse

vicdan
conscience

tom vicdan azabı çekiyor gibi görünüyor.
tom seems to be suffering from a guilty conscience.

o, öyle yaparken hiç vicdan azabı çekmedi.
he had no qualms in doing so.

nero annesinin ölümü yüzünden vicdan azabı duyuyordu.
nero would have his mother’s death on his conscience.

tom sınavda kopye çekmekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.
tom had no qualms about cheating on the test.

rabbinin azabı çetindir.
and verily, your lord is (also) severe in punishment.

tom'un düşündüğünü herkese söylemekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu.
tom had no qualms about telling everybody what he thought.

Şimdi tadın (azabı)!
so have a taste of the torment now.

tom'un diğer insanların yiyeceğini çalmakla ilgili vicdan azabı yok.
tom has no qualms about stealing other people's food.

(İnecek azabı) gözetle!
and watch.

Şüphesiz, (azabı) tadıcılarız."
lo! we are about to taste (the doom).

plavsiç'in suçlamaları kabul etmesi ve duruşmalar sırasında gözlemlenen vicdan azabı hafifletici nedenler olarak kabul edildi.
plavsic's guilty plea and the remorse she showed during the proceedings were considered mitigating circumstances.

tv ekipleri tarafından fikirleri sorulan pek çok kişi bir özür gerektiğini, fakat bunun sorumlusunun ihtilafta yer alan bütün taraflar olduğunu ve herkesin birden vicdan azabı ifade etmeleri gerektiğini belirtti.
most people interviewed by tv crews agreed that an apology was needed, but said all sides in the conflict were to blame and should express remorse.

bunu büyük vicdan azabıyla söylüyorum, ve o zamanlar da vicdan azabı çekiyordum, ama arada kalmıştım, çünkü vicdan azabı çekerken bir yandan da heyecanlıydım, çünkü yakalanmamıştım,
now i say this all with remorse, and i was feeling a tremendous amount of remorse at that time, but i was conflicted, because, while i was feeling remorse, i was excited, because i didn't get caught.

azabınızı tadın!
"taste your trial.