Results for yoğurt translation from Turkish to English

yoğurt
yogurt

süzme yoğurt
strained yogurt

yoğurt lezzetli.
the yogurt is delicious.

bence türk yoğurt inanılmaz
did you know yogourt comes from turkey?

google kafede yoğurt yiyordu.
and she was getting a yogurt in the google cafe.

favori yoğurt markan nedir?
what's your favorite brand of yogurt?

Şimdi burada yoğurt falan satıyorlar.
here they sell yogurt.

"biraz donmuş yoğurt ister misin?
"you want some frozen yogurt?

tuzlu olanları genelde yoğurt veya ayranla servis edilir.
the salty types are usually served with yoghurt or a glass of ayryan (yoghurt and water in 1:1 proportion).

yoğurt raf ömrü uzun olmayan bir süt ürünüdür. talebinizi aldık.
your google scholar account (gaia_email) for email_to_verify we have received your request to verify the e-mail address.

İlk reklam filmi henüz 8 yaşındayken bir yoğurt reklamı oldu.
her first commercial was for yoghurt when she was eight years old.

cacık, yoğurt, su, salatalık ile yapılan soğuk bir türk mezesidir.
it is made with yogurt, sliced cucumber and diced garlic, and served cold.

taze olarak yoğurt içinde tüketebileceğiniz gibi, çorbaların veya bitki çaylarının içine de katabilirsiniz.
you can consume it fresh in yoghurt and add it into soups and herbal teas.

en değerli yoğurt ise, daha yoğun bir yapıya ve karakteristik bir kokuya sahip olan keçi yoğurdu.
the most prized is goat yogurt, which has a thicker substance and a characteristic flavor.

ama gidersek karşı tarafa, belki yoğurt falan almazlarda, yani belki hazır hazır alacaklar.
but if we go to the other side, maybe they don't buy yogurt. maybe they'll buy convenience food.

tarihçilere göre yoğurt, bulgaristan'ın en eski sakinleri olan trakyalıların günlük besinlerinin bir parçasını oluşturuyordu.
according to historians, yogurt was a part of the diet of bulgaria's most ancient inhabitants, the thracians.

mısır nişastası, beyaz un, yumurtalar, süt, yoğurt, peynir, yağ ve mayayı bir kaba koyun.
combine cornstarch, white flour, eggs, milk, yoghurt, cheese, oil and yeast.

bulgarlar, ailelerine süt, yoğurt, et ve diğer erzak maddelerini sağlayabilmek için şafaktan saatler önce kuyruğa girmek zorunda kaldılar.
bulgarians had to line up in front of shops hours before dawn just to be able to secure milk, yogurt, meat or other staples for their families.

kampta ev yapımı peynir, yoğurt, fliya, salatalar, etler ve yerel olarak yakalanan taze alabalıktan oluşan bir menü sunuluyor.
the camp has a menu of homemade cheese, yoghurt, flija, salads, meats and fresh trout, which is caught locally.

bulgar süt işleme firması lb bulgaricum, güney kore firması vital food ile, ticari markasının ve yoğurt teknolojilerinin kullanılmasına izin veren 20 yıllık bir lisans anlaşması imzaladı.
the bulgarian milk-processing firm lb bulgaricum signed a 20-year license contract allowing the south korean company, vital food, use of its trademark and yogurt technologies.