Results for konuşması translation from Turkish to French

gsm konuşması
gsm speech

bir telefon konuşması yaptım.
je vais passer un appel téléphonique.

konuşması birçok güzel cümle içeriyordu.
son discours contenait beaucoup de belles phrases.

onun konuşması ancak, bildirilen bir vahy iledir.
ce n'est rien d'autre qu'une révélation inspirée.

o(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
ce n'est rien d'autre qu'une révélation inspirée.

arpa yerine delice bitsin.›› eyüp'ün konuşması sona erdi.
qu`il y croisse des épines au lieu de froment, et de l`ivraie au lieu d`orge! fin des paroles de job.

Çünkü seni konuşması anlaşılmaz, dili zor bir halka değil, İsrail halkına gönderiyorum.
car ce n`est point vers un peuple ayant un langage obscur, une langue inintelligible, que tu es envoyé; c`est à la maison d`israël.

Öğrenmek istedikleri bir şey varsa, evde kocalarına sorsunlar. Çünkü kadının toplantı sırasında konuşması ayıptır.
si elles veulent s`instruire sur quelque chose, qu`elles interrogent leurs maris à la maison; car il est malséant à une femme de parler dans l`Église.

saulla davutun konuşması sona erdiğinde, saul oğlu yonatanın yüreği davuta bağlandı. yonatan onu canı gibi sevdi.
david avait achevé de parler à saül. et dès lors l`âme de jonathan fut attachée à l`âme de david, et jonathan l`aima comme son âme.

not: ‘asansör konuşması’ bir ürün, hizmet veya proje fikrine dair genel bir bakıştır.
remarque: l’expression «elevator pitch» (ou «elevator speech») désigne la présentation concise et rapide d’un produit, d’un service ou d’un projet.

onların aralarındaki gizli konuşmaların çoğunda hayır yoktur. yalnız sadaka, yahut iyilik, ya da insanların arasını düzeltmeyi emreden(in konuşması) hariç.
il n'y a rien de bon dans la plus grande partie de leurs conversations secrètes, sauf si l'un d'eux ordonne une charité, une bonne action, ou une conciliation entre les gens.

(ünlü ‘asansör konuşması’ bu duruma hazırlanmak için iyi bir yol olabilir ya da daha önce bahsettiğimiz ‘ee… o halde?’ sorusunu düşünün);
(le fameux «elevator pitch» peut être un bon moyen de se préparer à cette situation; pensez aussi à la question «… et alors?» évoquée plus haut).