Results for sorma translation from Turkish to French

tekrar sorma
ne plus demander

soru sorma yöntemi
poser des questions

bu soruyu tekrar sorma
ne pas reposer la question

bu aygıtlar için tekrar sorma
ne plus redemander pour ces périphériques

bana bir daha çerezler hakkında soru sorma
ne plus me questionner sur les cookies

bu haber grubu hesabı için bir daha sorma
ne plus me demander pour ce compte de groupe de discussion

eğer tanımlanmış ise kaydetme biçimini yeniden sorma.
ne pas reposer la question pour le format d'enregistrement s'il est défini.

bu soruyu tekrar sorma@ action: inmenu
ne plus demander@action: inmenu

kaydetme yeri sorma, direkt olarak şuraya kaydet
enregistrer sans demander dans

Üzerlerine öyle helâk eden bir yağmur yağdırdık ki sorma!
et nous fîmes pleuvoir sur eux une pluie (de pierres).

bu paketlerin üzerine yazma ve bu yükleme esnasında bana tekrar sorma.
ne pas écraser ces tables et ne pas me poser à nouveau cette question pour cette installation.

o, bana uyarsan dedi, sana ona ait bir söz söyleyinceyedek hiçbir şey sorma bana.
«si tu me suis, dit [l'autre,] ne m'interroge sur rien tant que je ne t'en aurai pas fait mention».

"bir daha gösterme/ sorma" durumunu kaydetmek için yapılandırma dosyası ve seçenek adı
fichier de configuration et nom de l'option enregistrant l'état « & #160; ne plus afficher & #160; / & #160; demander de nouveau & #160; »

Öyleyse onlar konusunda açıkta olan bir tartışmadan başka tartışma ve onlar hakkında bunlardan hiç kimseye bir şey sorma.
ne discute à leur sujet que d'une façon apparente et ne consulte personne en ce qui les concerne.

böyle olmamıştır, ama onlar için, hiçbir kaçıp kurtulma imkânı bulamayacakları bir hesap sorma zamanı öngörülmüştür.
mais il y a pour eux un terme fixé (pour l'accomplissement des menaces) contre lequel ils ne trouveront aucun refuge.

bunun için, onlar hakkında, bu kısaca anlatılanın dışında, kimseyle tartışma ve onlar hakkında kimseden bir şey sorma.
ne discute à leur sujet que d'une façon apparente et ne consulte personne en ce qui les concerne.

dedi: "bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"
«si tu me suis, dit [l'autre,] ne m'interroge sur rien tant que je ne t'en aurai pas fait mention».

(o kul:) eğer bana tabi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.
«si tu me suis, dit [l'autre,] ne m'interroge sur rien tant que je ne t'en aurai pas fait mention».

dedi ki: "eğer bana uyacak olursan, hiçbir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar."
«si tu me suis, dit [l'autre,] ne m'interroge sur rien tant que je ne t'en aurai pas fait mention».

(hızır) dedi ki: "o halde bana tabi olacaksın; ben sana sırrını anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"
«si tu me suis, dit [l'autre,] ne m'interroge sur rien tant que je ne t'en aurai pas fait mention».