Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
program, motivasyon geliştirme, bilişsel davranışsal terapi ve psikososyal sorun çözmeye dayanmaktadır.
das programm basiert auf motivationssteigernden, kognitiv-verhaltenstherapeutischen und psychosozialen problemlösekomponenten.
tedavi genellikle bireysel danışmanlık ve terapi ya da esrar kullanımının olası etkileri hakkında danışmanlık şeklinde veriliyordu.
die behandlung erfolgte in der regel in form einer individuellen beratung und therapie oder einer beratung über die möglichen auswirkungen des cannabiskonsums.
nikotin yerine koyma terapisi, içilen tütün için yaygın bir terapi olmakla beraber pek de etkili değildir.
die nikotinersatztherapie ist eine gängige form der substitutionstherapie beim raucherentzug, zeigt dabei jedoch nur begrenzte wirkung.
sağlam kanıtlara dayanarak faydalı olduğu görülmüş terapi seçenekleri, genellikle amfetamin ve kokain gibi psikostimülan bağımlılığı tedavisini yönlendirememektedir.
hierzu zählen beispielsweise die bereitstellung alternativer beförderungsmöglichkeiten für berauschte fahrer in einigen pariser nachtclubs, und die werbung für öffentliche verkehrsmittel in brüsseler clubs.
bazı kurumlar olası tedavi unsurları olarak esrar detoksifikasyonu, aile terapisi, terapi topluluğu ve karşılıklı yardımlaşma grupları bulunduğunu rapor ediyordu.
einige dienste boten im rahmen ihrer behandlung auch cannabisentgiftung, familientherapie, therapeutische gemeinschaften und selbsthilfegruppen an.
dolayısıyla, terapi seanslarında düzenli devamlılığın ve terapötik diyalogun korunması, bu hizmetlerde çalışanlar tarafından güç olarak değerlendirilmektedir (connolly vd., 2008).
in europa sind drogenbehandlungseinrichtungen zumeist auf die bedürfnisse von opioidkonsumenten zugeschnitten.
buna ek olarak, aralarında aşağıdakilerin de bulunduğu başka faktörler de mevcut olabilir: opioid toleransının kaybı, aşırı doz veya, düzensiz ve terapi dışı kullanım gibi, uygunsuz kullanım.
darüber hinaus können unter anderem die folgenden faktoren von bedeutung sein: verringerte opioidtoleranz, sehr hohe dosierung, unsachgemäßer konsum wie unregelmäßiger konsum oder konsum für nichttherapeutische zwecke.
bilimsel literatür, motivasyonel ve bilişsel davranışçı terapi gibi bazı psikoterapilerin esrar tedavisinde etkili olduğunu ama hiçbirinin diğerlerinden daha etkili olduğunun görülmediğini ortaya koymaktadır (nordstrom ve levin, 2007).
candis, ein therapieprogramm für patienten mit cannabisbedingten störungen, basiert auf motivationssteigernden, kognitiv-verhaltenstherapeutischen und psychosozialen problemlösekomponenten und wird derzeit in dresden umgesetzt.
bazen olası durum yönetimi (örneğin belgeli teşvikler) ile birlikte verilen bilişsel davranışsal terapi, motivasyonel görüşme ve topluluk güçlendirme yaklaşımı gibi bilişsel davranışsal müdahalelerin gelecekteki kokain kullanımını azaltmak ve önlemekte son derece etkin olduğu gösterilmiştir.
kognitive-behaviorale interventionen, wie kognitive verhaltenstherapie, motivierende gesprächsführung und community reinforcement approach (gemeindenaher verstärkeransatz, cra), teilweise in verbindung mit kontingenzmanagement (z. b. anreize wie gutscheine), haben sich bei der reduzierung und prävention von künftigem kokainkonsum als besonders wirksam erwiesen.