From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim ve müjdenin uğruna yitiren ise onu kurtaracaktır.
perché chi vorrà salvare la propria vita, la perderà; ma chi perderà la propria vita per causa mia e del vangelo, la salverà
bunu duyan kral çok üzüldü, danieli kurtarmayı kafasına koydu. onu kurtarmak için güneş batıncaya dek uğraştı.
«ebbene - replicarono al re - daniele, quel deportato dalla giudea, non ha alcun rispetto né di te, re, né del tuo decreto: tre volte al giorno fa le sue preghiere»
de ki: "eğer uydursaydım onu, hiçbir şeye sahip olamazdınız allah'tan kurtarmak için beni.
di': “se l'avessi inventato io, non potreste fare nulla per me contro [la punizione di] allah.
o gün herkes gelir, kendi canını kurtarmak için uğraşır ve herkese yaptığının tam karşılığı verilir, onlara asla haksızlık edilmez.
il giorno in cui ogni anima verrà a difendere se stessa, in cui ogni anima sarà compensata per quello che avrà operato, nessuno subirà ingiustizia.
gerçeği örtüp de küfre sapmış olarak ölenlere gelince, onların her biri kendini kurtarmak için dünya dolusu altın verse de asla kabul edilmeyecektir.
quanto ai miscredenti che muoiono nella miscredenza, quand'anche offrissero come riscatto tutto l'oro della terra, non sarà accettato.
‹‹eğer iki adam kavgaya tutuşur da birinin karısı kocasını dövenin elinden kurtarmak için gelip elini uzatır, öbür adamın erkeklik organını tutarsa,
se alcuni verranno a contesa fra di loro e la moglie dell'uno si avvicinerà per liberare il marito dalle mani di chi lo percuote e stenderà la mano per afferrare costui nelle parti vergognose
rabbin meleği gelip aviezerli yoaşın ofra kentindeki yabanıl fıstık ağacının altında oturdu. yoaşın oğlu gidyon, buğdayı midyanlılardan kurtarmak için üzüm sıkma çukurunda dövüyordu.
ora l'angelo del signore venne a sedere sotto il terebinto di ofra, che apparteneva a ioas, abiezerita; gedeone, figlio di ioas, batteva il grano nel tino per sottrarlo ai madianiti
başkalarını kurtarmak için değil, mutlu olmak için, herkesinkiyle derinden ve karmaşık bağlara sahip olan hayatımı değiştirmek için... gözümü yumup mutsuz olmamak için gözlerimi açıp acı çekiyorum.
non solo per salvare gli altri, ma per essere felice, per cambiare la mia vita, che è intrinsecamente e indissolubilmente legata a quella di tutti gli altri...per questo continuo a tenere gli occhi aperti e a soffrire, piuttosto che chiuderli per non vedere, ed essere infelice.
tanrınız rab sizi kurtarmak ve düşmanlarınızı elinize teslim etmek için ordugahın ortasında dolaşır. ordugahınız kutsal olsun ki, rab aranızda yakışıksız bir şey görüp sizden ayrılmasın.››
nel tuo equipaggiamento avrai un piuolo, con il quale, nel ritirarti fuori, scaverai una buca e poi ricoprirai i tuoi escrementi
onlar birbirlerine yalnız gösterilirler. suçlu kimse o günün azabından kurtulmak için oğullarını, ailesini, kardeşini, kendisini barındırmış olan sülalesini ve yeryüzünde bulunan herkesi feda etmek ve böylece kendisini kurtarmak ister.
e la sua gente che lo ospitava,
> 2,857 km uzunluğundaki tuna nehri, avrupa’nın volga’dansonra en uzun ikinci nehridir. avrupa birliği, tuna ve karadeniz’i kurtarmak için tek başına mucizeler yaratamaz.eğer gerçek bir ilerleme kaydedilmek isteniyorsa, bölgedeki ülkeler kaynaklarını birleştirmeli ve daha sıkı bir işbirliğine gitmelidirler.
> il bacino idrografico del danubio ha un'area di 2 milioni di kmequivalenti a un terzo dell'europa continentale.