Results for karşılığını translation from Turkish to Kabylian

tanrı ‹‹herkese, yaptıklarının karşılığını verecektir.››
ara yerren i mkul yiwen ayen yexdem .

pilatus, ‹‹ne yazdımsa yazdım›› karşılığını verdi.
bilaṭus yerra-yasen : ayen uriɣ ad yeqqim akken i t-uriɣ.

onlar da, ‹‹rabbin ona ihtiyacı var›› karşılığını verdiler.
rran-as : yeḥwaǧ-it ssid-nneɣ.

‹‹kim tanrıya bir şey verdi ki, karşılığını ondan isteyebilsin?››
anwa i s-yefkan kra d amezwaru iwakken ad yeṛǧu a s-t-id-yerr ?

haksızlık eden ettiği haksızlığın karşılığını alacak, hiçbir ayrım yapılmayacaktır.
win ixeddmen cceṛ a d-iɣellet ayen yexdem ; axaṭer ɣer sidi ṛebbi ulac lxilaf.

ekenle sulayanın değeri birdir. her biri kendi emeğinin karşılığını alacaktır.
win ițeẓẓun d win yesswayen ɛedlen ; mkul yiwen a s-yerr sidi ṛebbi s wakken yuklal di lxedma-s.

İnsanoğlu, babasının görkemi içinde melekleriyle gelecek ve herkese, yaptığının karşılığını verecektir.
axaṭer mmi-s n bunadem a d-yas nețța d lmalayekkat-is di lɛaḍima n baba-s, ad yefk i yal yiwen ayen yuklal, yal yiwen ɣef leḥsab n lefɛayel-is.

‹‹İşte tez geliyorum! vereceğim ödüller yanımdadır. herkese yaptığının karşılığını vereceğim.
atan ihi qṛib a n-aseɣ, ad fkeɣ i mkul yiwen akken yuklal.

İsa, ‹‹ ‹İnsan yalnız ekmekle yaşamaz› diye yazılmıştır›› karşılığını verdi.
sidna Ɛisa yerra-yas : yura di tektabt iqedsen : amdan ur yețɛic ara s weɣṛum kan meɛna s mkul awal i d-ițțasen s ɣuṛ sidi ṛebbi.

görevliler, ‹‹hiç kimse hiçbir zaman bu adamın konuştuğu gibi konuşmamıştır›› karşılığını verdiler.
nutni rran-asen : di leɛmeṛ ur nesli i yiwen iheddeṛ am nețța.

nitekim biz haklı olarak cezalandırılıyor, yaptıklarımızın karşılığını alıyoruz. oysa bu adam hiçbir kötülük yapmadı.››
nukni ma ḥekmen fell-aɣ d lḥeqq axaṭer nuklal lmut s wayen i nexdem ; lameɛna nețța ur yexdim acemma n wayen n diri.

Çünkü bedende yaşarken gerek iyi gerek kötü, yaptıklarımızın karşılığını almak için hepimiz mesihin yargı kürsüsü önüne çıkmak zorundayız.
axaṭer a nɛeddi meṛṛa di ccṛeɛ n lmasiḥ, iwakken mkul yiwen ad ițțuḥaseb ɣef lxiṛ neɣ cceṛ i gexdem asmi yella di ddunit.

İsa onlara, ‹‹babanın kendi yetkisiyle belirlemiş olduğu zamanları ve tarihleri bilmenize gerek yok›› karşılığını verdi.
yerra-yasen : ur țnadit ara aț-țeẓrem ayen yeɛnan lewqat d wussan i ghegga baba ṛebbi s lḥekma-ines si zik, ayagi mačči d ccɣel-nwen.

babil nasıl davrandıysa, karşılığını ona aynen verin, yaptıklarının iki katını ödeyin. hazırladığı kâsedeki içkinin İki katını hazırlayıp ona içirin.
xedmet as akken i wen-txeddem, ɛețțbet-eț akteṛ wayen i kkun-tɛețțeb, taqbuct nni n lemṛaṛ i tessew i wiyaḍ, ɛemmṛet-as-ț d lemṛaṛ yugaren win tessew nețțat.

Çünkü, ‹‹Öç benimdir, karşılığını ben vereceğim›› ve yine, ‹‹rab halkını yargılayacak›› diyeni tanıyoruz.
axaṭer neẓra anwa i d-yennan : ?țaṛ d ayla-w, d nekk ara ten-ixelṣen akken uklalen yenna daɣen : d nețța ara iḥasben agdud-is.

adam onlara şu karşılığı verdi: ‹‹Şaşılacak şey! onun nereden geldiğini bilmiyorsunuz, ama gözlerimi o açtı.
argaz-nni yerra-yasen : d ayen yessewhamen ! argaz yeldi-yi-d allen, kunwi ur te?rim ara ansi i d-yekka !