Results for yaklaştığını translation from Turkish to Maori

gittiğiniz her yerde göklerin egemenliğinin yaklaştığını duyurun.
me kauwhau haere hoki, me ki, kua tata te rangatiratanga o te rangi

akşamüzeri düşünmek için tarlaya gitti. başını kaldırdığında develerin yaklaştığını gördü.
a ka puta atu a ihaka ki te parae i te tuahiahi ki te whakaaroaro: na ka maranga ake ona kanohi, ka titiro, na ko nga kamera e haere mai ana

bekçi kılıcın ülkenin üzerine yaklaştığını görüp halkı uyarmak için boru çaldığı zaman;
mehemea, i tona kitenga i te hoari e puta ana ki te whenua, ka whakatangihia e ia te tetere, hei whakatupato i te iwi

davutun yaklaştığını gören ornan, harman yerinden çıktı, varıp davutun önünde yüzüstü yere kapandı.
na, i a rawiri e haere ana ki a oronana, ka titiro a oronana a ka kite i a rawiri, na puta ana ia i te patunga witi, piko ana ki a rawiri, tapapa ana ki te whenua

Öğrenciler üç mil kadar kürek çektikten sonra, İsanın gölün üstünde yürüyerek tekneye yaklaştığını görünce korktular.
na, i to ratou hoenga atu, e rua tekau ma rima, e toru tekau ranei paronga, ka kite i a ihu e haere maori ana i runga i te moana, e whakatata ana ki te kaipuke; na ka mataku ratou

bazılarının alıştığı gibi, bir araya gelmekten vazgeçmeyelim; o günün yaklaştığını gördükçe birbirimizi daha da çok yüreklendirelim.
kei mahue te huihui i a tatou ano, kei pera me te hanga a etahi; engari me whakahauhau tetahi i tetahi: kia nui rawa ano hoki i te mea ka kite koutou ka tata te ra

‹‹simun, tanrının öteki uluslardan kendine ait olacak bir halk çıkarmak amacıyla onlara ilk kez nasıl yaklaştığını anlatmıştır.
kua korerotia e himiona ta te atua tirohanga mai i mua, tana tangohanga i tetahi iwi i roto i nga tauiwi mo tona ingoa

rab tanrı musanın yaklaştığını görünce, çalının içinden, ‹‹musa, musa!›› diye seslendi. musa, ‹‹buyur!›› diye yanıtladı.
a ka kite a ihowa e tahuri ana ia ki te matakitaki, ka karanga te atua ki a ia i waenganui o te rakau, ka mea, e mohi, e mohi! a ka mea ia, tenei ahau

musa gördüklerine şaştı. daha yakından bakmak için yaklaştığında, rab ona şöyle seslendi: ‹senin atalarının tanrısı, İbrahimin, İshakın ve yakupun tanrısı benim.› korkuyla titreyen musa bakmaya cesaret edemedi.
a, no te kitenga o mohi, ka miharo ki taua whakakitenga; a i a ia ka whakatata atu ki te matakitaki, ka puaki mai te reo o te ariki ki a ia