Results for görülmeyecek translation from Turkish to Portuguese

gelecekte de görülmeyecek
e nunca mais

başarısızlık hoş görülmeyecek.
o falhanço não é tolerado.

ben görülmeyecek miyim?
eu depois não apareço?

-görülmeyecek gibi değil.
- É difícil não ver.

görülmeyecek kadar ufaktı.
era muito pequena para ser vista por alguém.

görülmeyecek bir yer demek?
um sítio onde não se veja?

- görülmeyecek bir yere kaldır.
mantém-no bem escondido.

bir daha asla bu evde görülmeyecek.
nunca mais será vista nesta casa.

askeri mahkemeniz burada görülmeyecek.
o tribunal-marcial não vai ser aqui.

aranızdaki gerilim görülmeyecek gibi değil.
a tensão entre vocês os dois é palpável.

kanıtlığa uygun görülmeyecek bir gazete gibi.
como um jornal inadmissível. - sim!

dava artık bu mahkemede görülmeyecek bay middlebrook.
o seu caso já não está neste tribunal, mr. middlebrook.

- belki görülmeyecek bir yerine küçücük yaptırabilirsin.
- talvez num sítio onde não se veja.

baba, izleniyorsun. İki araba. görülmeyecek gibi değil.
papá, és perseguido dois carros, não muito discreto.

beni oturumdan gönderdiler, mahkeme bugün görülmeyecek mi?
mando-os esperar sentados, ou digo que não há audiência hoje?

bunu kapattığımda ışık sönecek ama güvenlik odasında bu görülmeyecek.
quando desligar isto, a luz apagar-se-á, mas não fica registado.

ciğerlerinde ve kalbinde o yaşta görülmeyecek bir stres vardı.
ele tinha o coração e pulmões tencionados. não é normal para alguém da idade dele.

elimi kaldırdığımda, sırtımı göreceksin. ama yüzüm görülmeyecek.››
depois, quando eu tirar a mão, me verás pelas costas; porém a minha face não se verá.

- muhtemelen görülmeyecek kadar küçüktü ve birkaç saat önce başlamıştı.
- devia ser muito pequeno para se ver, e está a sangrar há horas.

İnanıyorum ki bu topraklar bir daha asla bizim şu anda gördüğümüz gibi görülmeyecek.
acredito que nenhum homem tornará a ver esta terra como a vimos nós pela primeira vez.