From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
İsrail kralı adam gönderip oradaki durumu denetledi. böylece tanrı adamı İsrail kralını birkaç kez uyardı. kral da önlem aldı.
И посылал царь Израильский на то место, о котором говорил ему человек Божий и предостерегал его; и сберег себя там не раз и не два.
komisyon, Üye devletlerin uyuşturucuya ilişkin küresel durumu analiz etmelerine, dünya uyuşturucu sorunu hakkındaki yirminci genel kurul oturumu için takip çalışmaları sunmalarına ve eylem kapsamı dahilinde küresel düzeyde önlem almalarına olanak verir.
Ясная, сжатая и простая информация, всегда на национальном языке/(ах), иногда предоставляется по первому требованию.
sana bir iyilik dokunsa onları üzer, sana bir kötülük dokunsa, "biz önceden önlem almıştık," derler ve sevinç içinde dönüp giderler.
Если случается с тобой что хорошее, оно огорчает их; а если случается что бедственное, они говорят: "мы уже заблаговременно взяли свои меры против этого", и уходят, радуясь.