Trying to learn how to translate from the human translation examples.
From professional translators, enterprises, web pages and freely available translation repositories.
‹‹dökme putlar yapmayacaksınız.
no te harás dioses de fundición
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
onlarla ya da ilahlarıyla antlaşma yapmayacaksınız.
no harás pacto con ellos ni con sus dioses
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
‹‹ ‹Çalmayacaksınız. hile yapmayacaksınız. birbirinize yalan söylemeyeceksiniz.
"'no robaréis, ni mentiréis ni os engañaréis el uno al otro
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
İlk gün kutsal toplantı düzenleyecek, gündelik işlerinizi yapmayacaksınız.
el primer día habrá asamblea sagrada; no haréis ningún trabajo laboral
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
İlk gün kutsal bir toplantı düzenleyecek, gündelik işlerinizi yapmayacaksınız.
el primer día habrá asamblea sagrada. no haréis ningún trabajo laboral
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
‹‹ ‹kanlı et yemeyeceksiniz. kehanette bulunmayacak, falcılık yapmayacaksınız.
"'no comeréis cosa alguna con sangre. "'no practicaréis la adivinación ni la brujería
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
‹‹ ‹sekizinci gün bir toplantı düzenleyecek, gündelik işlerinizi yapmayacaksınız.
"el octavo día tendréis asamblea festiva. no haréis ningún trabajo laboral
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
yedinci gün kutsal toplantı düzenleyecek, gündelik işlerinizi yapmayacaksınız.› ››
"el séptimo día también tendréis asamblea sagrada; no haréis ningún trabajo laboral
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
‹‹yabancıya haksızlık ve baskı yapmayacaksınız. Çünkü siz de mısırda yabancıydınız.
"no maltratarás ni oprimirás al extranjero, porque también vosotros fuisteis extranjeros en la tierra de egipto
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
benim yanımsıra başka ilahlar yapmayacaksınız, altın ya da gümüş ilahlar dökmeyeceksiniz.
no os hagáis dioses de plata junto a mí; tampoco os hagáis dioses de oro.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
bir komşuna tarla satar ya da ondan tarla alırsan, birbirinize haksızlık yapmayacaksınız.
"si vendéis algo a vuestro prójimo o compráis algo de mano de vuestro prójimo, nadie engañe a su hermano
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
bırakın kendi seçeceği yerde, beğendiği bir kentte aranızda yaşasın. ona baskı yapmayacaksınız.
que viva contigo, en medio de ti, en el lugar que él escoja en una de tus ciudades, donde le vaya bien. no lo oprimas
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
‹‹yabancıya baskı yapmayacaksınız. yabancılığın ne olduğunu bilirsiniz. Çünkü siz de mısırda yabancıydınız.
"no oprimirás al extranjero; pues vosotros sabéis cómo es el ánimo del extranjero, porque vosotros habéis sido extranjeros en la tierra de egipto
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
altı gün mayasız ekmek yiyeceksiniz. yedinci gün tanrınız rab için bir toplantı düzenleyecek ve iş yapmayacaksınız.››
durante seis días comerás panes sin levadura, y en el séptimo día habrá asamblea festiva para jehovah tu dios; no harás ningún trabajo
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
o gün kutsal toplantı ilan edecek ve gündelik işlerinizi yapmayacaksınız. yaşadığınız her yerde kuşaklar boyunca sürekli bir yasa olacak bu.
en este mismo día convocaréis una asamblea sagrada; no haréis ningún trabajo laboral. Éste es un estatuto perpetuo a través de vuestras generaciones, dondequiera que habitéis
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
İster yerli olsun, ister aranızda yaşayan yabancılar olsun kurallarıma ve ilkelerime göre yaşayacaksınız. bu iğrençliklerin hiçbirini yapmayacaksınız.
pero vosotros, guardad mis estatutos y mis decretos, y no hagáis ninguna de todas estas abominaciones, ni el natural ni el extranjero que habita entre vosotro
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
yedi gün rab için yakılan sunu sunacaksınız. yedinci gün kutsal toplantı düzenleyecek, gündelik işlerinizi yapmayacaksınız.› ››
presentaréis a jehovah una ofrenda quemada durante siete días. el séptimo día habrá una asamblea sagrada; no haréis ningún trabajo laboral.
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
kıza hiçbir şey yapmayacaksınız. Çünkü kızın ölümü hak edecek bir günahı yoktur. bu, komşusuna saldırıp onu öldüren adamın davasına benzer.
a la joven no le harás nada; la joven no tiene culpa de muerte. su caso es semejante al del hombre que se levanta contra su prójimo y le quita la vida
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
‹‹ ‹yedinci ayın birinci günü kutsal toplantı düzenleyecek, gündelik işlerinizi yapmayacaksınız. o gün sizin için boru çalma günü olacak.
"el primer día del mes séptimo tendréis una asamblea sagrada; no haréis ningún trabajo laboral. Éste será para vosotros día de tocar las trompetas con estrépito
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality:
Warning: Contains invisible HTML formatting
yedi gün rab için yakılan sunu sunacaksınız. sekizinci gün kutsal bir toplantı düzenlemeli, rab için yakılan sunu sunmalısınız. bu bayramın son toplantısıdır. gündelik işlerinizi yapmayacaksınız.
siete días presentaréis una ofrenda quemada a jehovah. el octavo día tendréis una asamblea sagrada y presentaréis una ofrenda quemada a jehovah. es asamblea festiva; no haréis ningún trabajo laboral
Last Update: 2012-05-05
Usage Frequency: 1
Quality: