Usted buscó: irreprensible (Español - Turco)

en cuanto al celo, perseguidor de la iglesia; en cuanto a la justicia de la ley, irreprensible
gayret derseniz, kiliseye zulmeden biriydim. yasaya dayanan doğruluk derseniz, kusursuzdum.

sea el anciano irreprensible, marido de una sola mujer, que tenga hijos creyentes que no sean acusados como libertinos o rebeldes
İhtiyar seçilecek kişi eleştirilecek yönü olmayan, tek karılı biri olsun. Çocukları imanlı olmalı, sefahatle suçlanan ya da asi çocuklar olmamalı.

entonces es necesario que el obispo sea irreprensible, marido de una sola mujer, sobrio, prudente, decoroso, hospitalario, apto para enseñar
ancak gözetmen ayıplanacak bir yanı olmayan, tek karılı, ölçülü, sağduyulu, saygın, konuksever, öğretmeye yetenekli biri olmalı.

porque es necesario que el obispo sea irreprensible como mayordomo de dios; que no sea arrogante, ni de mal genio, ni dado al vino, ni pendenciero, ni ávido de ganancias deshonestas
gözetmen, tanrı evinin kâhyası olduğuna göre, eleştirilecek yönü olmamalı. dikbaşlı, tez öfkelenen, şarap düşkünü, zorba, haksız kazanç peşinde koşan biri olmamalı.

a fin de confirmar vuestros corazones irreprensibles en santidad delante de dios nuestro padre, en la venida de nuestro señor jesús con todos sus santos
Öyle ki, rabbimiz İsa bütün kutsallarıyla geldiğinde, babamız tanrı'nın önünde kutsallıkta kusursuz olmanız için yüreklerinizi pekiştirsin.