Usted buscó: faking (Inglés - Turco)

he's faking.
o numara yapıyor.

i think she's faking.
bence o numara yapıyor.

i don't think he's faking.
onun numara yaptığını sanmıyorum.

and at once, it swallowed what they were faking.
(musa'nın ejderha olan değneği, büyücülerin büyülerini yutup yok etmişti).

mary isn't really sick. she's faking it.
mary gerçekten hasta değil. numara yapıyor.

mary isn't really sick. she's just faking it.
mary gerçekten hasta değil. o numara yapıyor.

how can you be sure your girlfriend isn't faking her orgasms?
kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?

so faking your brain going wrong is evidence that your brain has gone wrong.
beyninin olması gibi çalışmadığı numarası yapmak beynin olması gibi çalışmadığı anlamına geliyor.

and in fact, faking madness is exactly the kind of cunning and manipulative act of a psychopath.
aslında, deli numarası yapmak tam da bir psikopatın yapacağı cinsten bir kurnazlık ve manipülasyon davranışı.

so, i'm either really good at faking it, or this particular model seems to work.
ya çok iyiyim yada iyi numara yapıyorum-- veya bu model çalışıyor gibi duruyor.

and we inspired moses: “throw your staff.” and at once, it swallowed what they were faking.
biz de musa'ya, "asanı koyuver" dedik, o da koydu; hemen onların uydurduklarını yutmaya başladı.

morgan o'neill: so, on june 1st we weren't disaster experts, but on june 3rd we started faking it.
morgan o'neill: yani, bizler, 1 haziran'da felaket alanında uzman değildik ancak 3 haziran'da öyleymiş gibi davranmaya başladık.

i'm not sure this is an improvement, or a good idea, because, like, if you don't spend quite enough time in front of your computer, you can now get a plate in the keyboard, so there's no more faking it -- that you don't really sit at your desk all day and eat and work anyway.
bunun bir gelişme mi veya iyi bir fikir mi olduğundan emin değilim. çünkü, bilgisayar başında yeterince vakit geçirmezseniz, artık tabakta klavye alabilirsiniz, böylece artık daha fazla sahtecilik yok -- bütün gün masa başında oturup yemek yiyerek ve çalışarak zaman geçirmediğinize göre;