Usted buscó: obvious (Inglés - Turco)

that was obvious.
o belliydi.

obvious, right.
bariz, değil mi?

it's obvious.
bu belli.

it seems obvious.
apaçık görünüyor.

it isn't obvious.
açık değil.

isn't it obvious?
açık değil mi?

that is the obvious loss.
apaçık hüsranın ta kendisi işte budur.

that's quite obvious.
bu oldukça açık.

fairly obvious what that is.
bunun ne olduğu oldukça bariz.

it's obvious that he lied.
onun yalan söylediği açık.

so that's obvious, right.
yani barizdi, doğru. durgunluk gibi.

not quite an obvious alliance.
gayet açık bir bağlılık.

behold, that is the obvious loss.
apaçık hüsranın ta kendisi işte budur."

what do you mean, what's obvious?
ne demek ne belli

but racial segregation is still obvious.
fakat hala bariz bir ırk ayrımcılığı mevcut.

"the benefit from the consultancy is obvious.
“danışmanlığın getirdiği faydalar açıktır.

but we also found some non-obvious things.
fakat biz çok açık olmayan şeyler de bulduk.

because as is obvious, factivists have feelings too.
Çünkü barizdir ki, gerçaktivistlerin de duyguları var.

i think it's obvious, don't you?
sanırım bu apaçık, değil mi?

now, you may say, well, that's obvious enough.
Şimdi, "eh, gayet açık" diyebilirsiniz.