Usted buscó: peanuts (Inglés - Turco)

i can't eat peanuts.
fıstık yiyemem.

in fact, it's peanuts.
aslında sadece çerez parası.

tom is allergic to peanuts.
tom'un fıstığa allerjisi var.

i like almonds, but not peanuts.
bademi severim ama fıstığı değil.

we planted peanuts instead of cotton.
pamuk yerine fıstık ektik.

tom can eat just about anything but peanuts.
tom fıstığın haricinde neredeyse her şeyi yiyebiliyor.

they have it for people with allergies to peanuts.
bunu fıstığa karşı alerjisi olanlar için kullanıyorlar.

i didn't realize you were allergic to peanuts.
fıstığa allejin olduğunu fark etmedim.

tom couldn't eat peanuts when he was a child.
tom bir çocukken, yer fıstığı yiyemezdi.

notice it looks like something out of a peanuts cartoon.
dikkat ederseniz, sanki snoopy çizgi-bantından fırlamış gibi görünüyor.

imagine that when we got on this boat, we were all given two styrofoam peanuts.
bir sandalda olduğumuzu... ...ve hepimize iki tane yapay yer fıstığı... ...verildiğini düşünün.

i need three more stickers, and then i can focus on beer, peanuts and football."
albümü bitirmeme üç tane çıkartma kaldı; ondan sonra bira, fıstık ve futbol üçlüsüne odaklanabilirim.”

the standard delivered 32mb is peanuts for such a camera so the card will probably stay behind in the box without ever being used.
İlk etapta bu eksiklik olarak değerlendirilebilir fakat kişisel görüşüm bunun iyi bir karar olduğu yönünde.

and we don't have to cook much these days, since our men are satisfied with beer and peanuts."
erkeklerimiz bira ve fıstıkla yetindiği için bugünlerde fazla yemek yapmak zorunda da kalmıyoruz."

there's no mechanism in this game for them to go anywhere but into a bigger and bigger pile of indigestible styrofoam peanuts.
bu oyunda bir yere gidebilmeleri için... ...hiç mekanizma yok sadece... ...gittikçe büyüyen, sindirilemeyen... ...yapay yer fıstıkları var.

first of all, we associate the click sound with a food reward, which is smashed banana and peanuts together in a syringe.
İlk önce 'klik' sesiyle bir tür yiyecek ödülünü ilişkilendiririz. ki bu ödül şırınga içerisine konmuş muz ve fıstık ezmesidir.

suppose the rules are: every time you offer somebody a drink, you give them the drink, and you give them your styrofoam peanuts too.
farz edelim ki kurallar şöyle: içeceğiniz suyu... ...onlara vermek için teklif ediyorsunuz... ve yapay yer fıstığını da o kişiye veriyorsunuz.

one researcher says that they probably sound a lot like the the voice of charlie brown's teacher in the old "peanuts" cartoon.
bir araştırmacı seslerin eski "yer fıstıkları" çizgi filmindeki charlie brown'ın öğretmenin sesine çok benzeyebileceğini söylüyor.

i love the way that they'll stare slack-jawed at their first baseball game with wide eyes and a mitt on their hand, soaking in the crack of the bat and the crunch of the peanuts and the smell of the hotdogs.
İlk beysbol maçlarını ağızları açık bir şekilde izlemelerini seviyorum gözleri kocaman açılmış ve ellerinde bir beysbol eldiveni yerfıstığı sesleri ve beysbol sopası çatırtıları ve sosisli sandviç kokularına bulanmış halde.

peanut
yer fıstığı