Usted buscó: that doesn't really help, does it (Inglés - Turco)

that doesn't really help us, does it?
o bize gerçekten yardım etmez, değil mi?

so that doesn't really work.
yani tam olarak işe yaramıyor.

with high modernist flexibility, that doesn't really work.
yüksek modernist fleksibiliteyle bu pek çalışmıyor.

that doesn't really seem like it makes a lot of sense to me.
bu bana çok mantıklı gelmiyor.

but then, of course, the consumer says that doesn't really matter.
tabi ama bu yüzden tüketici hiç bir farkın olmadığını söyler.

and the reason i just bring this up because it is a law that doesn't really work.
bundan bahsediyorum çünkü gerçekten de işe yaramayan bir kuraldı.

so they go into a meeting room, they get together, and they talk about stuff that doesn't really matter usually.
toplantı odasına gidiyorlar, bir araya geliyorlar, ve gerçekte kullanışlı olmayan şeylerden bahsediyorlar genel olarak.

we're a recreational vehicle that doesn't really matter, and i don't spend my time doing that kind of stuff.
eğlenceli bir araç olması geçekten önemli değil, ... ... ve zamanımı sevimli olmasına harcamıyorum.