Usted buscó: if you not going to give back our insta acc (Inglés - Turco)

i'm not going to give up.
pes etmeyeceğim.

if you are not going to the concert, then neither am i.
eğer sen konsere gitmiyorsan, ben de gitmiyorum.

"if you give the nets for free, people are not going to value them.
"eğer insanlara bu ağları ücretsiz verirseniz insanlar bunun kıymetini bilmezler.

and plus, i'm not going to give you any answers.
ayrıca, kafanızdaki sorulara benden cevap alamayacaksınız.

if you don't meet the budgets, you're not going to get much work.
bütçeye uymazsan fazla bir iş çıkaramazsın.

and if you don't have math, you're not going to enter the modern age.
ve eğer matematik olmazsa modern çağa giremezsiniz.

sp: if you let fear get to you, then you're not going to be doing your job.
sp: eğer korkuna yenik düşersen, o zaman işini de yapamazsın.

and of course, if you ask me, i'm going to give you a really optimistic view.
ve tabii ki bana sorarsanız, size gerçekten iyimser bir bakış açısı vereceğim.

and if you remember that we need to increase agricultural production by 70 percent, we're not going to make it that way.
ve eğer tarımsal üretimi %70 oranında artırmamız gerektiğini hatırlarsanız bunu bu yoldan yapamayacağız.

if you ask them to reform the economies, they're not going to reform it because they benefit from the rotten status quo.
onlardan ekonomileri düzeltmelerini isterseniz, düzeltmeyeceklerdir... ...çünkü onlar, kokuşmuş statükodan faydalanıyorlar.

now we are not going to give up any bit of our sovereignty that we got at dayton," said former bih presidency member mirko sarovic.
Şimdi, dayton'da kazandığımız egemenliğin en ufak parçasından bile vazgeçmeyeceğiz," dedi.

i got a scholarship, went to university, studied international agriculture, studied anthropology, and decided i was going to give back.
burs kazandım, üniversiteye gittim, uluslararası tarım, antropoloji okudum ve öğrendiklerimi geri vermeye karar verdim.

they said "so long as moses does not come back we are not going to give it up, and we will remain devoted to it."
"musa bize dönene kadar buna sarılmaktan vazgeçmeyeceğiz" demişlerdi.

so, i'm going to give you some letter strings. and i want you to read them out for me, if you can.
Şimdi, size birkaç harf dizileri göstereceğim. ve sizden, mümkünse bunları sesli okumanızı istiyorum.

i think that neuroscientists have many more questions than answers, and i myself, i'm not going to give you many answers today, just ask a lot of questions.
nörobilimcilerin sorularının, cevaplarından çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. ve ben de bugün size çok cevap verecek değilim, sadece bir sürü soru soracağım.

and i said, "why?" he said, "because nobody is going to give you a film if you talk about subtext.
ben "neden?" diye sorunca "Çünkü altmetinden bahsedersen kimse sana film vermez.

and why this is interesting is that if you put on, say, a pair of safety glasses, that have two infrared dots in them, what these two dots are essentially going to give you is, give the computer an approximation of your head location.
bunun ilginç olmasının nedeni şu, eğer, örneğin, içerisinde iki kızıl ötesi nokta bulunan bir koruma gözlüğü takarsanız, bu iki noktanın yaptığı şey esasında, bilgisayara sizin kafanızın yaklaşık pozisyonunu vermek.

i'm very sorry if you have the flu, i know it's horrible, but we're not going to spend billions of dollars trying to reduce the duration of your flu symptoms by half a day.
grip olduysanız gerçekten çok üzgünüm, biliyorum berbat birşey, ama grip belirtilerinizi yarım gün azaltabilmek için milyarlarca dolar harcayamayacağız, kusura bakmayın.

and i'm going to allow you to record the concert and i'm going to give you the music, and if you ever choose to sell it, you must sign an agreement that says the money will come back and support the school."
ve senin bu konseri kaydetmene de izin veriyorum, ve sana müziği vereceğim. ve eğer bunu satmayı seçersen, gelecek para ile okulun destekleneceğine dair bir anlaşma imzalamalısın,

i ask you not for wealth in return for it; my reward is only with allah and i am not going to drive away those who believe; surely they shall meet their lord, but i consider you a people who are ignorant:
ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar rablerine kavuşacaklardır. fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak görüyorum.