Usted buscó: satisfy (Inglés - Turco)

satisfy:
memnun:

does that answer satisfy you?
bu cevap sizi tatmin eder mi?

it is difficult to satisfy everyone.
herkesi memnun etmek zordur.

our policy is to satisfy our customers.
politikamız müşterilerimizi tatmin etmektir.

which neither sustains, nor satisfy hunger.
bu diken ne besleyicidir, ne de açlığı giderir.

which will neither fatten them nor satisfy them.
bu diken ne besleyicidir, ne de açlığı giderir.

in preference to women you satisfy your lust with men.
"gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz.

the earth can satisfy our needs but not our greed.
dünya ihtiyaçlarımızı tatmin edebilir ancak hırsımızı değil.

with long life will i satisfy him, and shew him my salvation.
ona kurtarışımı göstereceğim.››

it only served to satisfy jacob's desire and judgment.
gerçekten o, kendisine öğrettiğimiz için bir ilim sahibiydi.

regional countries compete to satisfy kosovo's market demand
bölge ülkeleri kosova'nın pazar talebini karşılamak için yarışıyor

but these protocells satisfy these general requirements of living systems.
ama bu ön-hücreler canlı sistemlerin genel şartlarını yerine getiriyorlar.

his explanation that a solution would take time didn't satisfy anyone.
Çözümün zaman alacağı konusundaki açıklaması kimseyi tatmin etmedi.

i will abundantly bless her provision: i will satisfy her poor with bread.
yiyecekle doyuracağım yoksullarını.

but i don't think that'll satisfy the sixth-graders either.
ama bunun da bir orta-bir öğrencisini tatmin edeceğini sanmıyorum.

* "chesterfield's music that satisfies" (1933, cbs), broadcast two nights, 15 minutes.
* " chesterfield (cigarette)_chesterfield 's music that satisfies" (1933, cbs), broadcast two nights, 15 minutes.