Usted buscó: convenzione (Italiano - Turco)

convenzione
sözleşme

convenzione europea
avrupa konvansiyonu

18luglio 2003 convenzione europea
18 temmuz 2003 avrupa konvansiyonu

entrata in vigore: convenzione dei carpazi
yürürlüğe giren: karpatlar sözleşmesi

entrata in vigore: convenzione di aarhus (ca)
yürürlüğe giren: aarhus sözleşmesi (ac)

) elencata nella tabella i della convenzione del 1988.
) 1988 sözleşmesi’nde tablo i kapsamında listelenmiştir.

entrata in vigore: convenzione sulle acque transfrontaliere (cat)
yürürlüğe giren: sınır aşan sular sözleşmesi (twc)

8-18 aprile sesta conferenza dei partecipanti alla convenzione sulla biodiversità
8 -18 nisan biyolojik Çeşitlilik anlaşması taraflarının altıncı konferansı

tutte queste sostanze sono elencate nella tabella i della convenzione delle nazioni unite del 1988.
) hepsi 1988 birleşmiş milletler sözleşmesi’nde tablo i altında listelenmiştir.

la convenzione europol è stata ratificata da tutti gli stati membri ed è entrata in vigore il 1o ottobre 1998.
europol sözleşmesi, bütün Üye devletler tarafından onaylanmış olup 1 ekim 1998'de yürürlüğe girmiştir.

da quando il ghb è stato inserito nell’allegato iv della convenzione delle nazioni unite sulle sostanze psicotrope
ab mart 2007’de, bzp kullanımından kaynaklanan endişelere, bu maddenin yol açtığı sağlık riskleri ve sosyal risklerin bir risk değerlendirmesine tabi tutulmasını resmen talep ederek karşılık vermiştir (137

psilocibina e psilocina, due delle sostanze psicoattive presenti nei funghi allucinogeni, vengono controllate da una convenzione internazionale.
halüsinojenik mantarlarda bulunan psikoaktif maddelerden ikisi olan psilosibin ve psilosin, uluslararası bir sözleşmeyle kontrol edilmektedir.

firma: convenzione per la protezione ambientale e lo sviluppo sostenibile dei carpazi (convenzione dei carpazi)
İmzalanan: karpatlar’ın Çevresel korunması ve sürdürülebilir kalkınmasına dair sözleşme (karpatlar sözleşmesi)

detta politica deve essere conforme alla convenzione di ginevra del 28luglio 1951 e al protocollo del31gennaio 1967 relativi status dei rifugiati e agli altri trattati pertinenti.
bakanlar konseyi, avrupa parlamentosu’nun rızasınıaldıktansonra oybirliğiyle hareket eder.

dal 1994, le riunioni della convenzione, note come le conferenze delle parti (cop), si tengono ogni anno.
taraflar konferansları (cop’lar) olarak bilinen sözleşme’nin toplantıları 1994’ten beri her yıl gerçekleştirilmektedir.

firma: convenzione di aarhus (ca); protocollo pop della clrtap; protocollo sui metalli pesanti della clrtap
İmzalanan: aarhus sözleşmesi (ac); clrtap’ye pop’lar protokolü; clrtap’ye ağır metal protokolü

2.l’unione persegue l’adesione alla convenzione europea di salvaguardia deidiritti dell’uomo e delle libertà fondamentali.
2.birlik, İnsan haklarıve temel Özgürlüklerin korunması hakkındaki avrupa sözleşmesi’ne katılma çabasındadır.

ciascun nuovo stato membro deve formalmente adottare la convenzione europea e, dopo un periodo di tre mesi, questi stati diventeranno membri dell'europol a tutti gli effetti.
her bir yeni Üye devletin europol sözleşmesi'ni resmi olarak benimsemesi gerekmekte olup, üç aylık bir sürenin sonunda tam kapsamlı europol üyesi olacaklardır.

a seguito di numerosi atti giuridici legati alla convenzione, l'attività a tempo pieno dell'europol è iniziata il 1° luglio 1999.
sözleşme'ye ilişkin çeşitli yasal işlemlerin tamamlamasından sonra europol, faaliyetlerine tam olarak 1 temmuz 1999'da başlamıştır.

i componenti attivi, il catinone e la catina, sono parenti chimici prossimi delle droghe sintetiche come l’anfetamina e il metacatinone e sono controllati a livello internazionale ai sensi della convenzione delle nazioni unite del 1971.
aktif bileşenleri katinon ve katin, amfetamin ve metkatinon gibi sentetik uyuşturucuların yakın akrabası olup, 1971 bm sözleşmesi kapsamında uluslararası olarak kontrol altında tutulmaktadır.