Usted buscó: jerusalim (Serbio - Turco)

a sad idem u jerusalim služeæi svetima.
ama şimdi kutsallara bir hizmet için yeruşalime gidiyorum.

koji gradite sion krvlju i jerusalim bezakonjem.
yeruşalimi zorbalıkla bina ediyorsunuz.

i dodjosmo u jerusalim i stajasmo onde tri dana.
sonunda yeruşalime vardık. orada üç gün kaldık.

"kosovo je naša sveta zemlja, naš jerusalim.
başpiskopos, "kosova bizim kutsal toprağımız, kudüs'ümüzdür.

a posle ovih dana spremivši se izidjosmo u jerusalim.
bir süre sonra hazırlığımızı yapıp yeruşalime doğru yola çıktık.

gospod zida jerusalim, sabira rasejane sinove izrailjeve;
bir araya topluyor İsrailin sürgünlerini.

a gornji jerusalim slobodna je, koji je mati svima nama.
oysa göksel yeruşalim özgürdür, annemiz odur.

a potom beše praznik jevrejski, i izidje isus u jerusalim.
İsa bundan sonra yahudilerin bir bayramı nedeniyle yeruşalime gitti.

a dodje u jerusalim petog meseca sedme godine tog cara.
ezra, artahşastanın krallığının yedinci yılının beşinci ayında yeruşalime vardı.

netanjahuov grčki kolega jorgos papandreu posetio je jerusalim u julu.
netanyahu'nun yunan mevkidaşı yorgo papandreu temmuz ayında kudüs'ü ziyaret etmişti.

i kad idjaše u jerusalim, on prolažaše izmedju samarije i galileje.
yeruşalime doğru yoluna devam eden İsa, samiriye ile celile arasındaki sınır bölgesinden geçiyordu.

a fist onda primivši vlast posle tri dana izidje iz Æesarije u jerusalim.
eyalete vardıktan üç gün sonra festus, sezariyeden yeruşalime gitti.

a avesalom i sav narod izrailjev dodjoše u jerusalim, i ahitofel s njim.
avşalomla İsrail halkı yeruşalime girmişlerdi. ahitofel de avşalomla birlikteydi.

a kad se josafat, car judin, vraæaše s mirom kuæi svojoj u jerusalim,
yahuda kralı yehoşafat ise yeruşalimdeki sarayına güvenlik içinde döndü.

a kad bi ujutru, skupiše se knezovi njihovi i starešine i književnici u jerusalim,
ertesi gün yahudilerin yöneticileri, ileri gelenleri ve din bilginleri yeruşalimde toplandılar.

ohrid, poznat kao jerusalim makedonije, centar je proslave praznika bogojavljanja u toj zemlji.
makedonya'nın kudüs'ü olarak bilinen ohri, ülkede epifani bayramı kutlamalarının merkezi olarak görev yapıyor.

a potom na èetrnaest godina opet izidjoh u jerusalim s varnavom, uzevši sa sobom i tita.
on dört yıl aradan sonra titusu da yanıma alıp barnabayla birlikte yine yeruşalime gittim.

u sarajevu je bilo toliko jevreja -- 10.500 -- da su prestonicu zvali mali jerusalim.
saraybosna'da o kadar çok yahudi yaşıyordu ki -10 bin 500 kişi- başkente küçük kudüs adını vermişlerdi.

a david uze glavu filistejinovu, i odnese je u jerusalim, a oružje njegovo ostavi u svojoj kolibi.
davut filistli golyatın başını alıp yeruşalime götürdü, silahlarını da kendi çadırına koydu.

pobiše i po stanovima pastirskim ljude, i odvedoše mnogo ovaca i kamila; i vratiše se u jerusalim.
Çobanların çadırlarına da saldırdılar. Çok sayıda davar ve deveyi alıp yeruşalim'e döndüler.