Usted buscó: mestima (Serbio - Turco)

ali, šta je sa manjim mestima?"
peki ya küçük yerler?"

na kojim mestima se održava festival?
ayrıca festival nerelerde yapılacak?

bunkeri su bili postavljeni na najzabačenijim mestima.
koruganlar en ücra noktalara yerleştirildi.

njegova supruga istakla je potrebu za radnim mestima.
lajiç'in eşi de iş ihtiyacını vurguluyor.

na poslednjim mestima nalaze se nemačka, austrija i grčka.
son sıralarda ise almanya, avusturya ve yunanistan bulunuyor.

brojne staze i uski prolazi vode ka mnogim prelepim mestima.
sayısız patikası ve dar sokakları sizi harika yerlere götürüyor.

izveštaj: paravojne snage ana patroliraju mestima na severu kosova
rapor: ana milis kuvvetleri kuzey kosova'daki kasabalarda devriye geziyorlar

na balkanu, kao i na svim drugim mestima, zlo se može popraviti.
her yerde olduğu gibi balkanlar'da da kötülük tamir edilebilir.

"postojanje turaka na drugim mestima osim u turskoj bilo je nevidljivo.
bu insanlar kendi vatanları tarafından unutulmuşlardı."

Četrnaestog januara sledi još jedna svečanost, sa maskenbalima na raznim mestima.
bir diğer şenlik de, bir çok yerde maskeli baloların düzenlendiği 14 ocak'ta yaşanıyor.

borisov i pomoćnik ministra bojko kocev takođe će ostati na svojim mestima.
bu bağlamda borissov ve bakan yardımcısı boyko kotsev de görevde kalacak.

međutim, to nije imalo bilo kakav primetan uticaj na pušenje na javnim mestima.
fakat yasanın kamusal alanlarda sigara içilmesi üzerinde fark edilir bir etkisi olmadı.

decentralizacija će čak i malim mestima i ruralnim oblastima obezbediti više novca za lokalne projekte.
küçük kasabalar ve kırsal alanlarda bile merkezden uzaklaşma sayesinde yerel projelere para sağlanabilecek.

brosure će se deliti sa dnevnim novinama i ostavljati na mestima kao što su fakulteti i biroi rada.
broşürler gazetelerle birlikte dağıtılacak ve üniversitelerle iş bulma büroları gibi yerlere bırakılacak.

"takođe smo ponosni što je bih postala partner na mestima u kojima je mir bio u opasnosti.
huskiç, 1995 yılında meydana gelen bir araba kazasında hayatlarını kaybeden üç abd'li diplomata atıfta bulunarak, "bh'nin barışın tehlikede olduğu yerlerde bir ortak haline gelmesinden de gurur duyuyoruz.

"srbi su pozicionirani na boljim mestima na kosovu, ali naši lideri ne znaju da iskoriste to bogatstvo.
miodrag lajiç, “sırplar, kosova’nın daha iyi yerlerinde yaşıyorlar, fakat liderlerimiz bu zenginliği kullanmayı bilmiyorlar.

menduh tači, lider dpa, žalio se na "ogromno prisustvo policije na biračkim mestima".
dpa genel başkanı menduh taki "sandık merkezlerindeki büyük olis varlığından" şikayet etti.

"prema ahtisarijevom planu, srpski je jedan od zvaničnih jezika na mestima gde ne živi čak ni jedan srbin.
azınlık grubu, ""ahtisaari planına göre sırpça, tek bir sırpın bile yaşamadığı yerlerde resmi dillerden biri.

državni aparat i administracija su ogromni, oni treba i na takvim mestima da naprave rezove“, rekao je novosel.
devlet mekanizması ve idaresi dev boyuttayken, bunun gibi yerlerde de kesintiler yapmaları gerekiyor." dedi.

tradicionalni godišnji Šibenski dečji festival održan je na različitim mestima u gradu. [ivo Šćepanović/setimes]
her yıl düzenlenen sibenik Çocuk festivali kentin farklı mekanlarında gerçekleşti. [İvo scepanoviç/setimes]