Usted buscó: pobediti (Serbio - Turco)

"stvarno je teško reći ko će pobediti.
cesid temsilcisi corce vukoviç, "kimin kazanacağnı söylemek gerçekten zor.

borićemo se za svoja prava i pobediti."
haklarımız için savaşacağız ve biz galip geleceğiz."

„znam da ću jednog dana pobediti i u toj trci.
kosteliç, "bir gün bu yarışı da kazanacağımı biliyorum.

međutim, pravo je na našoj strani i mi ćemo pobediti.
ancak haklı olan taraf biziz ve kazanacağız.

on je izjavio novinskoj agenciji beta da nije očekivao da će pobediti.
sonrasında beta haber ajansına verdiği demeçte kigen, kazanmayı beklemediğini söyledi.

on je izrazio uverenje da će socijalisti pobediti na ovogodišnjim parlamentarnim izborima.
başbakan, sosyalistlerin bu yıl yapılacak parlamento seçimlerini kazanacağından emin olduğunu ifade etti.

"definitivno ćemo ih pobediti; biće šest nula", rekla je zorica.
zorica, "onları kesin yeneceğiz, altıya sıfır." dedi.

račan je takođe izrazio uverenje da će sdp pobediti na sledećim parlamentarnim izborima.
lider, sdp'nin bir sonraki parlamento seçimlerini kazanacağından emin olduğunu da ifade etti.

on je još uvek uveren da će pasok pobediti i na izborima u maju 2004. godine.
başbakan, pasok'un mayıs 2004 seçimlerini kazanacağına duyduğu güveni dile getirmeye devam ediyor.

turska vladajuća stranka će po svemu sudeći pobediti na nedeljnim izborima sa velikom razlikom.
türkiye'nin iktidar partisi pazar günü yapılacak seçimleri büyük bir farkla kazanmaya hazır görünüyor.

papandreu je rekao da je njegova stranka spremna za test idućeg meseca, uveren da će pobediti.
papandreu, partisinin önümüzdeki ay yapılacak sınava hazır olduğunu söyledi ve kazanacağından emin bir görünüm sergiledi.

"jedna mušterija mi je rekla da je uzeo kredit kako bi se kladio da će srbija pobediti ganu.
"bir müşteri bana sırbistan'ın gana'yı yeneceğine bahis oynamak için kredi aldığını söyledi.

građani srbije ne glasaju zato što smatraju da nije važno ko će pobediti na izborima”, kaže on.
sırbistan'da vatandaşlar seçimlerde oy vermiyor, çünkü kimin kazandığının önemi olmadığını düşünüyorlar”, diyor.

u televizijskom obraćanju u ponedeljak on je rekao da će «pobediti u toj bici» i ostati na funkciji.
pazartesi günü televizyonda yayınlanan açıklamasında rugova, "bu mücadeleyi kazanıp" görevinde kalacağını söyledi.

ako izlaznost na opštinskim izborima bude iznosila trećinu registrovanih birača u nekoj opštini, onda će pobediti kandidat koji dobije najviše glasova.
belediye seçimlerindeki katılım bir belediyedeki kayıtlı seçmen sayısının üçte biri olursa, en fazla oyu alan aday kazanacak.

akp se nada da će pobediti u 100 opština u istočnoj i jugoistočnoj turskkoj, posebno u velikom gradu dijarbakir, koji je od simboličkog značaja.
akp, -- sembolik açıdan büyük önem taşıyan diyarbakır büyük şehir de dahil olmak üzere -- ülkenin doğu ve güneydoğuda 100 belediyenin yönetimini kazanmayı umuyor.

"ne očekujem da će opozicija pobediti u podgorici, iako je pokazala zrelost formiranjem koalicije", rekao je on.
raduloviç, "koalisyon oluşturmakla olgunluk göstermiş olsalar da, muhalefetin podgorica'da kazanmasını beklemiyorum." şeklinde konuştu.

izražavajući podršku nastojanjima srbije za članstvo u eu, brojni visoki zapadni zvaničnici izrazili su ove nedelje nadu da će demokratske snage u zemlji pobediti na parlamentarnim izborima u nedelju.
sırbistan'ın ab üyelik hedefine verdikleri desteği dile getiren bir dizi üst düzey batılı yetkili, bu hafta ülkedeki demokratik güçlerin pazar günü yapılacak seçimleri kazanması yönündeki umutlarını dile getirdi.

smatra se da će na predsedničkim izborima verovatno pobediti sadašnji premijer branko crvenkovski, koji je i lider socijaldemokratskog saveza mekedonije (sdsm).
sosyal demokrat birlik (sdsm) genel başkanı ve görevdeki başbakan branko zrvenkovski'ye seçimin olası galibi gözüyle bakılıyor.

"važna stvar u životu nije pobediti nego takmičiti se", biće moto tima bih na olimpijskim igrama 2008. [geti imidžis]
bh takımının 2008 olimpiyat oyunları'ndaki mottosu "Önemli olan kazanmak değil, tamamlamak." olacak. [getty images]