Usted buscó: baridi (Suajili - Turco)

kuwa baridi na salama kwa ibrahim!
serin ve selâmet ol ona!”

basi haya maji baridi ya kuogea na ya kunywa.
this (spring) is a cool bath and a refreshing drink.

ombeni ili mambo hayo yasitukie nyakati za baridi.
dua edin ki, kaçışınız kışa rastlamasın.

kuzoea kwao safari za siku za baridi na siku za joto.
evet, kış ve yaz seyahatleri onlara kolaylaştırıldığı için,

humo wataegemea juu ya viti vya enzi, hawataona humo jua kali wala baridi kali.
koltuklar üzerine yaslanarak otururlar orada. ne bir güneş görürler orada ne de kavurucu bir soğuk...

ombeni ili kukimbia kwenu kusiwe siku za baridi au siku ya sabato!
dua edin ki, kaçışınız kışa ya da Şabat gününe rastlamasın.

basi, kwa kuwa hali yako ni vuguvugu, si baridi wala si moto, nitakutapika!
oysa ne sıcak ne soğuksun, ılıksın. bu yüzden seni ağzımdan kusacağım.

kama tu jinsi ilivyo kwa mwili baridi wa dada yetu usioweza kufanya lolote, je, nasi pia tumekuwa hivyo?
hissiz, aynı kız kardeşimizin cansız bedeni gibi, biz de hissiz miyiz?

wenyeji wa hapo walikuwa wema sana kwetu. mvua ilikuwa inaanza kunyesha na kulikuwa na baridi, hivyo waliwasha moto, wakatukaribisha.
yerliler bize olağanüstü bir yakınlık gösterdiler. hava yağışlı ve soğuk olduğu için ateş yakıp hepimizi dostça karşıladılar.

(akaambiwa:) piga-piga ardhi kwa mguu wako! basi haya maji baridi ya kuogea na ya kunywa.
eyyûb'a: “ayağını yere vur! dedik, İşte sana kullanıp yıkanacağın ve içeceğin soğuk bir su!”

fanya bidii kuja kabla ya majira ya baridi. ebulo, pude, lino na klaudia wanakusalimu; vilevile ndugu wengine wote.
kış bastırmadan gelmeye gayret et. evvulus, pudens, linus, klavdiya ve bütün kardeşler sana selam ederler.

mfano wa vile wanavyo vitoa katika uhai wao wa duniani ni kama upepo ambao ndani yake ipo baridi ya barafu, ukalisibu shamba la watu walio dhulumu nafsi zao, ukaliteketeza.
bu dünya hayatında harcamakta olduklarının durumu, bir rüzgâr örneğine benzer: onda kavurucu bir soğuk vardır. Öz benliklerine zulmetmiş bir toplululuğun ekinine değmiş de onu mahvetmiştir.

nimefanya kazi na kutaabika, nimekesha bila usingizi mara nyingi; nimekuwa na njaa na kiu; mara nyingi nimefunga na kukaa katika baridi bila nguo.
emek verdim, sıkıntı çektim, çok kez uykusuz kaldım. açlığı, susuzluğu tattım. Çok kez yiyecek sıkıntısı çektim, soğukta çıplak kaldım.

baada ya miezi mitatu tulianza tena safari yetu kwa meli moja ya aleksandria iitwayo "miungu pacha". meli hiyo ilikuwa imetia nanga kisiwani wakati wote wa baridi.
Üç ay sonra, kışı adada geçiren ve ikiz tanrılar simgesini taşıyan bir İskenderiye gemisiyle denize açıldık.

mfano wa vile wanavyo vitoa katika uhai wao wa duniani ni kama upepo ambao ndani yake ipo baridi ya barafu, ukalisibu shamba la watu walio dhulumu nafsi zao, ukaliteketeza. na mwenyezi mungu hakuwadhulumu, bali wao wenyewe wanadhulumu nafsi zao.
o batıl yollarda olanların bu dünya hayatında harcadıkları malların durumu, kendi öz canlarına zulmeden kimselerin ekinine isabet eden ve o mahsulü kasıp kavuran bir rüzgarın durumuna benzer.doğrusu allah onlara zulmetmedi, ama onlar kendi kendilerine zulmettiler.

kwa kuwa bandari hiyo haikuwa mahali pazuri pa kukaa wakati wa baridi, wengi walipendelea kuendelea na safari, ikiwezekana mpaka foinike. foinike ni bandari ya krete inayoelekea kusini-magharibi na kaskazini-magharibi; na huko wangeweza kukaa wakati wa baridi.
liman kışlamaya elverişli olmadığından gemidekilerin çoğu, oradan tekrar denize açılmaya, mümkünse fenikse ulaşıp kışı orada geçirmeye karar verdiler. feniks, giritin lodos ve karayele kapalı bir limanıdır.