Usted buscó: kulikuwa (Suajili - Turco)

basi kuangamiza kwangu kulikuwa namna gani!
ama benim de (onları) inkarım nasıl oldu, (onları nasıl mahvettim)!?

karibu na mahali hapo kulikuwa na nguruwe wengi wakichungwa.
onlardan uzakta otlayan büyük bir domuz sürüsü vardı.

tangu saa sita mchana mpaka saa tisa kulikuwa giza nchini kote.
Öğleyin on ikiden üçe kadar bütün ülkenin üzerine karanlık çöktü.

katika chumba tulimokuwa, ghorofani, kulikuwa na taa nyingi zinawaka.
toplanmış olduğumuz üst kattaki odada birçok kandil yanıyordu.

nao waliwakadhibisha mitume wangu. basi kuangamiza kwangu kulikuwa namna gani!
(böyle iken), peygamberimi yalanladılar; ama benim karşılık olarak verdiğim nasıl olmuştu!

huko yerusalemu kulikuwa na sikukuu ya kutabaruku. wakati huo ulikuwa wa baridi.
o sırada yeruşalimde tapınağın açılışını anma bayramı kutlanıyordu. mevsim kıştı.

kulikuwa na kiongozi mmoja myahudi, wa kikundi cha mafarisayo, jina lake nikodemo.
yahudilerin nikodim adlı bir önderi vardı. ferisilerden olan bu adam bir gece İsaya gelerek, ‹‹rabbî, senin tanrıdan gelmiş bir öğretmen olduğunu biliyoruz. Çünkü tanrı kendisiyle olmadıkça kimse senin yaptığın bu mucizeleri yapamaz›› dedi.

basi, kulikuwa na ndugu saba. wa kwanza alioa, akafa bila kuacha mtoto.
yedi kardeş vardı. birincisi evlendi ve çocuk bırakmadan öldü.

kulikuwa na kijana mmoja aliyekuwa anamfuata yesu akiwa amevaa shuka. nao wakajaribu kumkamata.
İsanın ardından sadece keten beze sarınmış bir genç gidiyordu. bu genç de yakalandı.

kwa kupitia amfipoli na apolonia, walisafiri mpaka thesalonika ambako kulikuwa na sunagogi la wayahudi.
amfipolis ve apollonyadan geçerek selanike geldiler. burada yahudilerin bir havrası vardı.

hawa walimfuata yesu alipokuwa galilaya na kumtumikia. kulikuwa na wanawake wengine wengi waliokuja yerusalemu pamoja naye.
İsa daha celiledeyken bu kadınlar onun ardından gitmiş, ona hizmet etmişlerdi. onunla birlikte yeruşalime gelmiş olan daha birçok kadın da olup bitenleri izliyordu.

kulikuwa na mtu mmoja huko lustra ambaye alikuwa amelemaa miguu tangu kuzaliwa, na alikuwa hajapata kutembea kamwe.
listrada, ayakları tutmayan bir adam vardı. doğuştan kötürümdü, hiç yürüyemiyordu.

huko kulikuwa na jemadari mmoja mroma ambaye alikuwa na mtumishi wake aliyempenda sana. huyu mtumishi alikuwa mgonjwa karibu kufa.
orada bir yüzbaşının çok değer verdiği kölesi ölüm döşeğinde hasta yatıyordu.

basi, kulikuwa na mtu mmoja aitwaye baraba, ambaye alikuwa amefungwa pamoja na waasi wengine kwa kusababisha uasi na mauaji.
ayaklanma sırasında adam öldüren isyancılarla birlikte barabba adında bir tutuklu da vardı.

kulikuwa na mtu mmoja huko kaisarea aitwaye kornelio, jemadari wa kikosi kimoja kiitwacho "kikosi cha italia."
sezariyede kornelius adında bir adam vardı. ‹‹İtalyan›› taburunda yüzbaşıydı.

ikiwa basi, kulikuwa na utukufu katika huduma ile iliyoleta hukumu, ni wazi kwamba huduma ile iletayo kukubaliwa kuwa waadilifu itakuwa na utukufu mkuu zaidi.
İnsanı suçlu çıkaran hizmetin yüceliği varsa, aklanmayı sağlayan hizmetin yüceliği çok daha aşkındır.

basi, kulikuwa na mtu mmoja aitwaye simoni ambaye alikuwa amekwisha fanya uchawi wake katika mji huo kwa muda na kuwashangaza watu wa samaria, akijiona kuwa yeye ni mtu maarufu.
ne var ki, kentte bir süreden beri büyücülük yapan ve samiriye halkını şaşkına çeviren simun adlı biri vardı. simun, büyük adam olduğunu iddia ediyordu.

"huko kulikuwa na mtu mmoja aitwaye anania, mtu mcha mungu, mwenye kuitii sheria yetu na aliyeheshimika sana mbele ya wayahudi waliokuwa wanaishi damasko.
‹‹orada hananya adında dindar, kutsal yasaya bağlı biri vardı. kentte yaşayan bütün yahudilerin kendisinden övgüyle söz ettiği bu adam gelip yanımda durdu ve, ‹saul kardeş, gözlerin görsün!› dedi. ve ben o anda onu gördüm.

na walikadhibisha walio kuwa kabla yao. na hawakufikilia hata sehemu moja katika kumi ya tulivyo wapa hao. nao waliwakadhibisha mitume wangu. basi kuangamiza kwangu kulikuwa namna gani!
onlardan öncekiler de yalanlamışlardı ve bunlar, onlara verdiklerimizin onda birine bile nail olamadılar, öyle olduğu halde yalanladılar da ceza ve azabım, nasıl gelip çattı, helak etti onları.

basi, kulikuwa na vizazi kumi na vinne tangu abrahamu mpaka daudi, vizazi kumi na vinne tangu daudi mpaka wayahudi walipochukuliwa mateka babuloni, na vizazi kumi na vinne tangu kuchukuliwa mateka mpaka wakati wa kristo.
buna göre, İbrahimden davuta kadar toplam on dört kuşak, davuttan babil sürgününe kadar on dört kuşak, babil sürgününden mesihe kadar on dört kuşak vardır.