Usted buscó: magoti (Suajili - Turco)

kwa sababu hiyo, nampigia magoti baba,
bunun için, yerde ve gökte her ailenin adını kendisinden aldığı babanın önünde diz çökerim.

basi, inueni mikono yenu inayolegea na kuimarisha magoti yenu yaliyo dhaifu.
bunun için sarkık ellerinizi kaldırın, bükük dizlerinizi doğrultun, ayaklarınız için düz yollar yapın. Öyle ki, kötürüm olan parça eklemden çıkmasın, tersine şifa bulsun.

baada ya kusema hayo, paulo alipiga magoti pamoja nao wote, akasali.
pavlus bu sözleri söyledikten sonra diz çöküp onlarla birlikte dua etti.

kisha tutawaokoa wale walio mchamngu; na tutawaacha madhaalimu humo wamepiga magoti.
sonra allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız.

huyo mtumishi mwenzake akapiga magoti, akamwomba, unisubiri nami nitalipa deni langu lote.
bu köle yüzüstü yere kapandı, ‹ne olur, sabret! borcumu ödeyeceğim› diye yalvardı.

basi, huyo mtumishi akapiga magoti mbele yake, akasema, unisubiri nami nitakulipa deni lote.
köle yere kapanıp efendisine, ‹ne olur, sabret! bütün borcumu ödeyeceğim› dedi.

halafu, akamshika mkono wa kulia, akamwinua. papo hapo miguu na magoti yake yakapata nguvu.
sonra onu sağ elinden kavrayıp kaldırdı. adamın ayakları ve bilekleri o anda sapasağlam oldu.

hapo huyo mama akaja, akapiga magoti mbele yake, akasema, "mheshimiwa, nisaidie."
kadın ise yaklaşıp, ‹‹ya rab, bana yardım et!›› diyerek onun önünde yere kapandı.

na utauona kila umma umepiga magoti, na kila umma utaitwa kwenda soma kitabu chake: leo mtalipwa mliyo kuwa mkiyatenda.
(o gün) her ümmeti (allah'ın huzurunda) toplanmış görürsün. her ümmet, kendi kitabına (yaptığı işlerin tutanağı olan amel defterine) çağırılır: "bugün yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız!"

kwa yakini tutawakusanya wao pamoja na mashet'ani; kisha tutawahudhurisha kuizunguka jahannamu, nao wamepiga magoti!
sonra onları cehennemin çevresine getireceğiz. diz çökmüş halde...

lakini muda wetu ulipokwisha tuliondoka. wote pamoja na wanawake na watoto wao walitusindikiza mpaka nje ya mji. tulipofika pwani, sote tulipiga magoti tukasali.
günümüz dolunca kentten ayrılıp yolumuza devam ettik. İmanlıların hepsi, eşleri ve çocuklarıyla birlikte bizi kentin dışına kadar geçirdiler. deniz kıyısında diz çöküp dua ettik.

siri za moyo wake zitafichuliwa, naye atapiga magoti na kumwabudu mungu akisema: "kweli mungu yupo pamoja nanyi."
yüreğindeki gizli düşünceler açığa çıkacak ve, ‹‹tanrı gerçekten aranızdadır!›› diyerek yüzüstü yere kapanıp tanrıya tapınacaktır.

maana maandiko yanasema: "kama niishivyo, asema bwana kila mtu atanipigia magoti, na kila mmoja atakiri kwamba mimi ni mungu."
yazılmış olduğu gibi: ‹‹rab şöyle diyor: ‹varlığım hakkı için her diz önümde çökecek, her dil tanrı olduğumu açıkça söyleyecek.› ››

basi naapa kwa mola wako mlezi! kwa yakini tutawakusanya wao pamoja na mashet'ani; kisha tutawahudhurisha kuizunguka jahannamu, nao wamepiga magoti!
andolsun rabbine onları da, Şeytanları da haşredeceğiz de sonra onları, diz çökmüş bir halde cehennemin çevresine getireceğiz.

akapiga magoti, akalia kwa sauti kubwa: "bwana, usiwalaumu kwa sababu ya dhambi hii." baada ya kusema hivyo, akafa.
sonra diz çökerek yüksek sesle şöyle dedi: ‹‹ya rab, bu günahı onlara yükleme!›› bunu söyledikten sonra gözlerini yaşama kapadı.

basi, wakaingia nyumbani, wakamwona yule mtoto pamoja na maria mama yake; wakapiga magoti, wakamsujudia. kisha wakafungua hazina zao, wakampa zawadi: dhahabu, ubani na manemane.
eve girip çocuğu annesi meryemle birlikte görünce yere kapanarak ona tapındılar. hazinelerini açıp ona armağan olarak altın, günnük ve mür sundular.