Usted buscó: bağışladığı (Turco - Danés)

bağışladığı.
doneret.

canını bağışladığı ilk yetişkinlersiniz.
i er de første voksne, den har skånet.

tanrılar bağışladığı hayatları almalı.
guderne må tage tilbage, det liv de skånede.

kasabın canını bağışladığı tek tanrı kulu.
den eneste, der er blevet skånet af slagteren.

kendra'nın ehliyetinde organlarını bağışladığı yazıyor.
på kendras kørekort står der, hun er donor.

tanrının bana bağışladığı lütfu size ulaştırmakla görevlendirildiğimi duymuşsunuzdur.
om i da have hørt om husholdningen med den guds nåde, som blev given mig til eder,

Öyle ki, sevgili oğlunda bize bağışladığı yüce lütfu övülsün.
til pris for sin nådes herlighed, som han benådede os med i den elskede,

tanrı'ya inanmam. ama seni bana bağışladığı için ona her gün şükrediyorum.
jeg tror ikke på gud, men jeg takkede ham for at have reddet dig.

tanrının size bağışladığı olağanüstü lütuftan dolayı sizler için dua ediyor, sizi özlüyorlar.
også ved deres bøn for eder, idet de længes efter eder på grund af guds overvættes nåde imod eder.

tanrının mesih İsada size bağışladığı lütuftan ötürü sizin için her zaman tanrıma şükrediyorum.
jeg takker min gud altid for eder, for den guds nåde, som blev givet eder i kristus jesus,

bu küçük kız, bu zavallı sakat küçük kız, sırf hayatını bağışladığı için İsa'ya teşekkür ediyor.
denne stakkels krøbling takker jesus for at hun lever.

birbirinize karşı iyi yürekli, şefkatli olun. tanrı sizi mesih'te bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın.
men vær gode mod hinanden, vær barmhjertige, og tilgiv hinanden".

... yeni sponsorumuza, bizim vadi turnuvası'nın düzenlendiği binayı... satın alıp bize bağışladığı için teşekkür etmek istiyorum.
...vil jeg gerne takke vores nye mæcen for erhvervelsen og donationen... af all valley-mesterskabet permanente sæde.

harry winston smithsonian'a bağışladığı hope elmasını new york'tan kolombiya bölgesi'ne nasıl yolladı?
da harry winston donerede diamanten til smithsonian, ved du, hvordan han fik den fra new york til d. c?

"...bağışladığımız gibi, sen de bizim günahlarımızı bağışla.
"som også vi forlader vore skyldnere...