Usted buscó: hazırladığı (Turco - Francés)

rabbinin senin için hazırladığı nimetler daha iyidir ve süreklidir.
ce qu'allah fournit (au paradis) est meilleur et plus durable.

(yusuf) onların yükünü hazırladığı zaman maşrabayı kardeşinin yükü içine koydu!
puis, quand il leur eut fourni leurs provisions, il mit la coupe dans le sac de son frère.

ancak davut tanrının antlaşma sandığını kiryat-yearimden getirip yeruşalimde hazırladığı çadıra koymuştu.
mais l`arche de dieu avait été transportée par david de kirjath jearim à la place qu`il lui avait préparée, car il avait dressé pour elle une tente à jérusalem.

rabbinin ayetleriyle kendisine öğütler verildiği halde onlardan yüz çeviren ve elleriyle hazırladığı şeyi unutan kişiden daha zalim kimdir ki?
quel pire injuste que celui à qui on a rappelé les versets de son seigneur et qui en détourna le dos en oubliant ce que ses deux mains ont commis?

babil nasıl davrandıysa, karşılığını ona aynen verin, yaptıklarının iki katını ödeyin. hazırladığı kâsedeki içkinin İki katını hazırlayıp ona içirin.
payez-la comme elle a payé, et rendez-lui au double selon ses oeuvres. dans la coupe où elle a versé, versez-lui au double.

bu dünyalıkların böylesine peşine düşmeye değer mi?oysa iman edip güzel ve makbul işler yapanlara allah'ın cennette hazırladığı mükâfat elbette daha hayırlıdır.
la récompense d'allah est meilleure pour celui qui croit et fait le bien».

konsey, İsveç ve belçika başkanlığında yürütülen çalışmaların ardından, 29ekim’de, öneriye ilişkin olarak hazırladığı ortak tavır üzerinde siyasi bir anlaşmayavarmıştır.
le 29 octobre, à l’issue de travauxqui se sont déroulés sous les présidencessuédoise et belge, le conseil est parvenu àun accord politique sur sa position commune relative à la proposition de la commission.

nefislerinin onlar için (ahiret hayatları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür: allah onlara gazabetmiştir ve onlar azap içinde devamlı kalıcıdırlar!
comme est mauvais, certes, ce que leurs âmes ont préparé, pour eux-mêmes, de sorte qu'ils ont encouru le courroux d'allah, et c'est dans le supplice qu'ils éterniseront.

(artık her) nefis, neyi hazırladığını bilip-öğrenmiştir.
chaque âme saura ce qu'elle a présenté.