Usted buscó: nefsinin (Turco - Francés)

nefsinin bencillik ve cimriliğinden korunanlar başaranlardır.
et quiconque a été protégé contre sa propre avidité... ceux-là sont ceux qui réussissent.

kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
et quiconque a été protégé contre sa propre avidité... ceux-là sont ceux qui réussissent.

(kişinin nefsinin) kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir.
elle sera récompensée du bien qu'elle aura fait, punie du mal qu'elle aura fait.

nefsinin tamahkarlığından korunabilmiş kimseler, işte onlar saadete erenlerdir.
quiconque se prémunit contre sa propre avarice, ceux-là sont ceux qui réussissent.

nefsinin cimrilik ve doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
et quiconque a été protégé contre sa propre avidité... ceux-là sont ceux qui réussissent.

nefsinin ona neler fısıldadığını da biz biiriz. biz ona, şah damarından daha yakınız.
nous avons effectivement créé l'homme et nous savons ce que son âme lui suggère et nous sommes plus près de lui que sa veine jugulaire

andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. ve biz ona şah damarından daha yakınız.
nous avons effectivement créé l'homme et nous savons ce que son âme lui suggère et nous sommes plus près de lui que sa veine jugulaire

andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne fısıldadığını biliriz, çünkü biz ona şah damarından daha yakınız.
nous avons effectivement créé l'homme et nous savons ce que son âme lui suggère et nous sommes plus près de lui que sa veine jugulaire

andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. biz ona şahdamarından daha yakınız.
nous avons effectivement créé l'homme et nous savons ce que son âme lui suggère et nous sommes plus près de lui que sa veine jugulaire

and olsun ki insanı biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; biz ona şah damarından daha yakınız.
nous avons effectivement créé l'homme et nous savons ce que son âme lui suggère et nous sommes plus près de lui que sa veine jugulaire

buna inanmayanlar, nefsinin arzu ve ihtiraslarının peşine düşenler, sakın seni ona inanmaktan vazgeçirmesin, sonra sen de helâk olursun!
que celui qui n'y croit pas et qui suit sa propre passion ne t'en détourne pas. sinon tu périras.

kendilerinin ihtiyaçları olsa bile, ötekileri kendi nefslerine tercih ederler. nefsinin cimriliğinden/doymazlığından korunanlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
quiconque se prémunit contre sa propre avarice, ceux-là sont ceux qui réussissent.

her kim nefsinin hırsından ve mala düşkünlüğünden kendini kurtarırsa, işte felah ve mutluluğa erenler onlar olacaklardır. [76,8; 2,177]
quiconque se prémunit contre sa propre avarice, ceux-là sont ceux qui réussissent.

kim nefsinin bencil-tutkularından (ya da cimri tutumundan) korunursa; işte onlar, felah (kurtuluş) bulanlardır.
et quiconque a été protégé contre sa propre avidité... ceux-là sont ceux qui réussissent.

(bu azap,) allah'ın her nefsi kendi kazandığıyla cezalandırması içindir.
(tout cela) afin qu'allah rétribue chaque âme de ce qu'elle aura acquis.