Usted buscó: inatçılık (Turco - Inglés)

Öyleyken, firavun bir kez daha inatçılık etti ve halkı salıvermedi.
and pharaoh hardened his heart at this time also, neither would he let the people go.

ancak firavun ülkenin rahatladığını görünce, rabbin söylediği gibi inatçılık etti ve musayla harunu dinlemedi.
but when pharaoh saw that there was respite, he hardened his heart, and hearkened not unto them; as the lord had said.

sonuçta çözüm sürecinin önündeki en büyük engel, balkan halkının masallara konu olmuş meşhur inatçılık özelliği olabilir.
in the end, the biggest hurdle to a solution may simply be the fabled balkan quality of stubbornness.

mlloja, "bu evre, demokrat parti (dp) ve sosyalist parti'nin (sp), veya daha doğrusu ilgili başkanları sali berişa ve edi rama'nın, arnavutluk'un ab üyelik sürecinin bu safhasını ciddiye almadıklarını ve inatçılıklarının ak tarafından sunulan 12 talebi yerine getirmede hiçbir esneklik belirtisi göstermediğini ortaya koymakta." dedi.
"this episode reveals that the democratic party (dp) and socialist party (sp), or, better yet, their respective heads, sali berisha and edi rama, have not taken seriously this stage of albania's eu membership, and their stubbornness did not show any sign of flexibility in fulfilling the 12 demands presented by the ec," mlloja said.