De traductores profesionales, empresas, páginas web y repositorios de traducción de libre uso.
aralarında yorulan, sendeleyen olmayacak; uyuklamayacak, uyumayacaklar. gevşek kemer, kopuk çarık bağı olmayacak.
nessuno fra essi è stanco o inciampa, nessuno sonnecchia o dorme, non si scioglie la cintura dei suoi fianchi e non si slaccia il legaccio dei suoi sandali
yoav, haberi verene, ‹‹onu gördün mü? neden onu orada öldürmedin? sana on parça gümüşle bir kemer verirdim›› dedi.
ioab rispose all'uomo che gli portava la notizia: «dunque, l'hai visto? e perché non l'hai tu, sul posto, steso al suolo? io non avrei mancato di darti dieci sicli d'argento e una cintura»
givondaki büyük kayanın yanına varınca, amasa onları karşılamaya geldi. yoav savaş giysisini giymişti. giysinin üzerine bir kemer kuşanmış, kemere kınında duran bir kılıç bağlamıştı. yoav ilerlerken kılıç kınından çıktı.
si trovavano presso la grande pietra che è in gàbaon, quando amasà venne loro incontro. ioab indossava la veste militare, sopra la quale portava la cintura con la spada pendente dai fianchi nel fodero; egli la fece uscire e cadere