Usted buscó: yavaşlattığı (Turco - Serbio)

mayın tehdidi, devriyelerin etkili şekilde çalışmasını engelleyerek sınır olaylarına tepki süresini yavaşlattığı için sınır denetimi de etkileniyor.
to utiče i na graničnu kontrolu s obzirom da pretnja od mina usporava brzinu reagovanja na granične incidente, što onemogućava efektivne patrole.

bunlar, arnavutluk'un ab'ye katılım sürecini ve genel anlamda gelişimini yavaşlattığı düşünülen konulardı.
to su pitanja za koja verujemo da su usporila napredak albanije prema eu, kao i njen ukupan razvoj.

dışişleri bakanı ahmet davutoğlu türkiye'nin ab üyeliğine karşı çıkan ülkeleri bu tutumlarının türk halkının kafasında şüpheler uyandırdığı ve ülkedeki reformları yavaşlattığı konusunda uyarıda bulundu.
ministar inostranih poslova ahmet davutoglu upozorio je zemlje koje se protive pridruživanju turske eu da njihov stav izaziva sumnje u mislima turaka i usporava reforme u zemlji.

ancak muhalefet lider edi rama berişa ve önceki liderlerin süreçte acemice hatalar yaparak arnavutluk'un üyeliğini yavaşlattığını iddia etti.
opozicioni lider edi rama međutim tvrdi da su berisha i prethodni lideri loše vodili proces, usporavajući prijem albanije.