Vous avez cherché: adore (Anglais - Turc)

i adore you
sana tapıyorum

they adore tom.
onlar tom'a tapıyorlar.

we adore picnics.
biz pikniği çok severiz.

i adore the opera.
ben operayı çok seviyorum.

i just adore your new hat.
yeni şapkana tam anlamıyla bayılıyorum.

i adore poetry and music.
Şiir ve müziğe bayılırım.

my wife and i adore our children.
eşim ve ben çocuklarımıza tapıyoruz.

let them adore the lord of this house,
artık kulluk edin bu evin rabbine.

the students adore the new english teacher.
Öğrenciler yeni İngilizce öğretmenlerini çok seviyor.

continue to adore, and continue to draw nigh.
allah'a secde et ve (yalnızca o'na) yaklaş!

the media love it; they really adore it.
medya buna bayıldı, gerçekten çok sevdi.

i would odore if i were you i would adore me
ben olsam bana tapardım

obey not thou him. continue to adore, and continue to draw nigh.
ona boyun eğme; secde et ve yaklaş!

but fall ye down in prostration to allah, and adore (him)!
artık allah için secdeye kapanın, ibadet edin/iş yapıp değer üretin!

you adore classical music. your fm is always on that classical dial.
klasik müziğe tapıyorsunuz. radyonuz her zaman o klasik müzik kanalında.

in my mid-twenties, i moved to istanbul, the city i adore.
yirmili yaşlarımda İstanbul'a taşındım, aşık olduğum şehir.

should we adore whoever you ask us to?" and their aversion increases further.
biz senin bize emrettiğine mi secde edecek mişiz?" derler ve (bu,) onların nefretini arttırır.

by no means! obey not thou him. continue to adore, and continue to draw nigh.
asla, ona uyma; secde et ve yaklaş!

so adore your lord, o mary, and pay homage and bow with those who bow in prayer."
"ey meryem! rabbine gönülden boyun eğ, secde et, rüku edenlerle birlikte rüku et."

and once again, in edinburgh with the wonderful african children's choir who i simply adore.
bir kez daha, edinburgh'da afrikalı Çocuklar korosuylaydım, ki kendilerine bayılıyorum.