Vous avez cherché: affirm (Anglais - Turc)

they said: we do affirm.
onlar: "kabul ettik" dediler.

they said, “we affirm it.”
onlar: "kabul ettik" dediler.

stories affirm who we are.
hikayeler kim olduğumuzu doğrular.

they said, "we will affirm it."
onlar: "kabul ettik" dediler.

and who affirm the day of retribution,
ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, rablerinin azabından korkanlar böyle değildir.

they replied, "yes, we affirm it."
bunu kabul ettiniz mi ve bu sözleşmeyi yerine getireceğinize söz verdiniz mi," demişti.

and those who affirm the day of judgment.
ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, rablerinin azabından korkanlar böyle değildir.

macedonian political parties affirm commitment to reforms
makedon siyasi partileri reformlara bağlılık sözü verdi

that is to affirm your faith in god and his messenger.
allah'a ve elçisine inanmalısınız.

who used to say, ‘‘are you really among those who affirm
"derdi ki: sen de gerçekten (dirilişi) doğrulayanlardan mısın?"

he said, “do you affirm my covenant and take it upon yourselves?”
bunu kabul ettiniz mi ve bu sözleşmeyi yerine getireceğinize söz verdiniz mi," demişti.

it is he who created you, then why do you not affirm the truth?
biz sizi yarattık; doğrulamanız gerekmez mi?

he said: do you affirm and accept my compact in this (matter)?
demişti ki: "bunu ikrar ettiniz ve bu ağır yükümü aldınız mı?"

and said: "we (affirm and) believe in the lord of all the worlds,
"İman ettik, dediler, Âlemlerin rabbine "

he said: do you affirm and accept my compact in this (matter)? they said: we do affirm.
bunu kabul ettiniz mi ve bu sözleşmeyi yerine getireceğinize söz verdiniz mi," demişti.

and affirms goodness,
elinde bulunandan verenin, allah'a karşı gelmekten sakınanın, en güzel söz olan allah'ın birliğini doğrulayanın işlerini kolaylaştırırız.