Vous avez cherché: are you the only one in store (Anglais - Turc)

you are the only one.
sen teksin.

you're the only one.
sen teksin.

are you the one with black hair?
yüzünü görmek istiyorum

you're the only one for me now.
Şu an benim için tek kişisin.

are you the manager?
müdür siz misiniz?

i'll be the only one in this world.
dünya'da tek olacağım.

and they're the only one.
bir taraftan da kimsesizler

but it was not the only one.
ama tek felaket değildi.

what time are you the happiest?
ne zaman en mutlusun?

but families are not the only ones.
fakat sadece aileler değil.

the only ones
the only ones

he's the only one who survived.
hayatta kalan tek kişi o.

the only one we have is this one here.
sahip olduğumuz tek şey buradaki budur.

are we the only ones that see illusions?
bu illüzyonu gören sadece biz miyiz?

i was the only one who knew about it.
bu konuda bilen tek kişi bendim.

are you an ngo? are you the media?"
"sivil toplum örgütünden misin, medyadan mısın?"

and i was the only one in the united states writing on oil spills.
ve birleşik devletlerde petrol yayılması ile ilgili yazan tek ben vardım.

i'm not the only one here who thinks so.
burada öyle düşünen tek kişi ben değilim.

are you the harder to create or the heaven?
siz mi, yoksa gök mü yaratılış açısından daha zorludur?

i'm the only one who knows where tom is.
tom'un nerede olduğunu bilen tek benim.