Vous avez cherché: as the proverb goes, the end justifies the means (Anglais - Turc)

as the proverb goes, time really is money.
ata sözünde belirtildiği gibi, vakit nakittir.

do not treat as the end of a sentence:
cümlenin sonu olarak algılama:

strict immigration and asylum policies as well as the financial relationships with nazi germany raised controversy, but not until the end of the 20th century.
sert göçmenlik ve iltica politikaları, nazi almanyası ile İsviçre arasında ekonomik ilişkiler kadar önemli çatışmalar yarattı, hatta bu 20. yüzyılın sonuna kadar sürdü.

just as the brain came out of chaos at the beginning, it's going back into chaos in the end.
aynen başlangıçta bir kaosun içinden gelen beyin gibi sonunda kaosa doğru geri dönüyor.

reactions to the plan so far suggest that both sides should spend more energy looking at the specifics -- as the saying goes, the devil is in the details.
plana yönelik tepkilerden anlaşılan o ki, her iki tarafın da planın ayrıntılarına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor, çünkü – tıpkı şu meşhur özdeyişte de söylendiği gibi – şeytan ayrıntıda gizlidir.

some filming locations are confidential, but many scenes were recorded in places such as the waitakere ranges regional park, part of the auckland regional parks often credited at the end of the episodes.
bazı çekim yerleri gizli tutulmasına rağmen, çoğu sahne waitakere ranges yöresel park'ta, auckland yöresel parkların belirli kısımlarında çekilmiştir ve dizi sonunda bu yerler sıklıkla belirtilmiştir.

as a response, the minister proposed a set of political reforms and measures, such as the elimination of several senior government positions, the end of sectarian quotas in politics, and the elimination of corruption.
cevap olarak ise başbakan, çeşitli devlet pozisyonlarının kaldırılması, politikada mezhep kotasının kaldırılması ve yolsuzluğun sona erdirilmesini içeren takım reform ve tedbirler sundu.

however, ​2​such indirect discrimination may be justified by a legitimate aim​2​, such as the pursuit by the employer, in its relations with its customers, of a policy of political, philosophical and religious neutrality, provided that the means of achieving that aim are appropriate and necessary.
Öte yandan, böyle bir yasak, belirli bir dine veya inanca bağlı kişilerde belirli bir dezavantajlı duruma getirilen tarafsızlık yükümlülüğünün getirdiği sonuçların tespit edilmesi halinde dolaylı ayrımcılık teşkil edebilir.

in the case of the us, economic prioritization was being used for indigenous research and development as the means to acquire science and technology in both the private and public sectors.
abd örneğinde, ekonomik önceliklendirmenin hem kamu hemde özel sektörün bilim ve teknoloji edinme aracı olarak yerli araştırma ve geliştirme için kullanılanılıyordu.

by the end of 1989, as the sway of the communist league of yugoslavia weakened in kosovo, the democratic league of kosovo was established, co-founded by ibrahim rugova.
1989 sonunda yugoslavya komünist birliği'nin kosova'da zayıflamasıyla, İbrahim rugova'nın kurucuları arasında yer aldığı kosova demokratik birliği kuruldu.

"v. cholerae" was first isolated as the cause of cholera by italian anatomist filippo pacini in 1854, but his discovery was not widely known until robert koch, working independently 30 years later, publicized the knowledge and the means of fighting the disease.
İlk olarak 1854 yılında İtalyan anatomist filippo pacini tarafından koleranın nedeni olarak izole edilmiştir ama robert koch'a kadar geniş ölçüde bilinmiş değildi, bağımsız olarak otuz yıl çalıştıktan sonra koch bu bilgiyi ve hastalıkla savaşmanın yollarını tanıttı.

=== series 2 (2010) ===as the gang are approaching the end of their community service, they are stalked by a mysterious masked man who had previously saved nathan from the virtue cult.
=== 2. sezon (2010) ===in the second series, as the gang are approaching the end of their community service, they are stalked by a mysterious masked man who had previously saved nathan from the virtue cult.

ahmed ali, an iraq analyst at the washington institute for near east policy, says erdogan's visit indicates the turkish government is positioned to play a big role in iraq as the united states prepares to withdraw forces by the end of 2011.
washington yakın doğu politikası enstitüsü'nde görevli irak analisti ahmed ali, erdoğan'ın ziyaretinin türk hükümetinin abd'nin 2011 sonunda kuvvetlerini geri çekmeye hazırlandığı bir dönemde irak'ta büyük bir rol oynamaya hazırlandığını gösterdiğini söyledi.

after the end of his presidency, motlanthe was appointed as the deputy president of south africa by his successor, current south african president jacob zuma.
başkanlığının sona ermesini takiben motlanthe, halefi olan şimdiki güney afrika devlet başkanı jacob zuma ile güney afrika başkan yardımcısı olarak atandı.

at the end of each year, analyses by financial experts at notable institutions, such as the croatian market research institute (gfk), show that spending by the croatian public peaks in december.
her yıl sonunda, hırvatistan pazar araştırmaları enstitüsü (gfk) gibi belli başlı kurumlarda çalışan finans uzmanlarının yaptıkları analizler hırvat halkının harcamalarının aralık ayında zirve yaptığı gösteriyor.

==production==this special was the first full episode starring david tennant as the tenth doctor; he was only shown briefly at the end of "the parting of the ways" for the regeneration sequence.
==yapım==*bu özel bölüm david tennant'ın onuncu doktor olarak oynadığı ilk tam bölümdür; o rejenarasyon sırası için "the parting of the ways" bölümünün sonunda kısaca gösterilmişti.

"as the security situation in bih has evolved positively, we have decided to conclude the alliance's successful sfor operation by the end of this year," nato leaders said in a communique issued at the end of the first session of their two-day summit in istanbul.
nato liderleri iki gün süren İstanbul zirvesinin ilk toplantısı sonunda yayınladıkları bildiride, "bh'deki güvenlik durumunda yaşanan olumlu gelişmeler neticesinde, İttifakın başarılı sfor operasyonunun yıl sonuna kadar tamamlanmasına karar verildi," ifadesi yer aldı.

but he shall not multiply horses to himself, nor cause the people to return to egypt, to the end that he should multiply horses: forasmuch as the lord hath said unto you, ye shall henceforth return no more that way.
kral çok sayıda at edinmemeli, daha çok at satın almak için halkı mısıra göndermemeli. Çünkü rab size, ‹bir daha o yoldan dönmeyeceksiniz› dedi.

by the end of the 1980s, madonna was named as the "artist of the decade" by mtv, "billboard" and "musician" magazine.
1980'lerin sonunda mtv, "billboard" ve "musician" dergisi madonna'yı "son on yılın sanatçısı" olarak gösterdi.

figure 10/12the share of high nature value farmland of the utilised agricultural area was calculated as the mean of the estimates on the basis of the land cover (corine) and farm system (fadn) approaches.
Şekil 10/12kullanılan tarımsal alandaki yüksek doğa değeri olan tarla payı, arazi örtüsü (corine) ve çio lik sistemi (fadn) yaklaşımları temelinde yapılan tahminler yoluyla hesaplanmıştır.