Vous avez cherché: banging (Anglais - Turc)

i've been banging on about this like i can't believe.
bunun hakkinda inanamayacagim bir sekilde avaz avaz bagiriyorum.

space squeezes and stretches as it emanates out from these black holes banging on the universe.
uzay bu kara deliklerden dışarı çıkarken sıkışır ve gerinir evrene vurmaya başlar.

the sound you're hearing is the light black hole banging on space each time it gets close.
İşittiğiniz ses, hafif olan kara deliğin her yaklaştığında uzaya vuruşudur.

that just taking a field and banging all these things out isn't necessarily the most efficient way that they could work.
bir alanı alıp bütün bu şeyleri dışarı atmak bizim için çalışabilecekleri en verimli yöntem değildi.

sperm that sit around in the body for a week or more start to develop abnormalities that make them less effective at head-banging their way into the egg.
vücutta bir haftadan fazla bekleyen spermlerde anomaliler gelişmeye başlar. bu anomaliler, yumurtaya doğru kafa sallayarak giden spermleri verimsizleştirir.

very low-cost systems, such as some early home computers, would instead use the cpu to send the data through an output pin, using the bit-banging technique.
bazı eski ev bilgisayarları “home computers” gibi çok ucuz sistemler veriyi cpu'ya çıkış (output) pininden göndermek için bit banging adı verilen bir teknikle kullanıyorlardı.

now i've been sort of banging on about this for the last couple of months, and people sometimes say to me, "well tim, it's kind of obvious.
Şimdi ben son birkaç aydır bunun üzerinde duruyorum ve insanlar bana bazen şöyle diyorlar, 'pekala tim, aslında çok açık.

"ankara, take your hands off us; this motherland is ours, we will run it," chanted the 10,000 protesters who gathered in central inonu square, blowing vuvuzelas, banging drums and shouting slogans against the measures.
kentin merkezindeki İnönü meydanı'nda toplanan 10 bin civarında gösterici, vuvuzelalar ve davullar çalarak ve söz konusu tedbirlere karşı sloganlar atarak, hep bir ağızdan "ankara, ellerini üzerimizden çek; bu anavatan bizimdir, onu biz yöneteceğiz." şeklinde bağırdı.