Vous avez cherché: brutish (Anglais - Turc)

in hobbesian terms, life is short and brutish there.
hobbes'in deyimiyle, oralarda yasam kisa ve insanliktan uzak.

a brutish man knoweth not; neither doth a fool understand this.
budala akıl erdiremez:

surely i am more brutish than any man, and have not the understanding of a man.
bende insan aklı yok.

but they are altogether brutish and foolish: the stock is a doctrine of vanities.
ağaçtan yapılmış onlar!

understand, ye brutish among the people: and ye fools, when will ye be wise?
ey aptallar, ne zaman akıllanacaksınız?

for he seeth that wise men die, likewise the fool and the brutish person perish, and leave their wealth to others.
mallarını başkalarına bırakıyorlar.

at that point, we'll start romanticizing the future again, instead of the nasty, brutish past.
İşte o noktada; çirkin, uygarlıktan yoksun geçmiş yerine geleceği romantikleştirmeye başlayacağız.

surely the princes of zoan are fools, the counsel of the wise counsellers of pharaoh is become brutish: how say ye unto pharaoh, i am the son of the wise, the son of ancient kings?
eski zaman krallarının torunlarıyız›› diyorlar?

he certainly fell out of augustus' favor as an heir; the historian erich s. gruen notes various contemporary sources that state postumus agrippa was a "vulgar young man, brutal and brutish, and of depraved character".
kesin olarak augustus'un mirasından mahrum edildi; tarihçi erich s. gruen, çağdaşı birkaç farklı kaynağın postumus agrippa'nın "kaba genç bir adam, gaddar ve hayvani ve ahlaksız karaktere sahip birisi" olduğunu aktardığını söyler.