Vous avez cherché: bulky (Anglais - Turc)

it was bulky.
İri yarı bir şeydi.

it's bulky.
bu hantal.

this box is too bulky to carry.
bu kutu taşımak için çok fazla büyüktür.

additionally, huge public spending -- a result of the bulky administrative apparatus -- remains a problem.
ayrıca, ağır idari sistemin sonucu olan dev kamu harcamaları da sorun olmaya devam ediyor.

it's made not of a bulky tube, but of a thin layer of a semiconductor material that serves as the gamma detector.
kocaman bir tüp yetine yarı iletken ince bir katman halinde ve bir gama detektörü işlevi görüyor.

a practical and well-justified choice of common point is a bulky, physical conductor, such as the electrical ground or earth.
nokta seçimindeki en pratik ve yaygın seçim, dünya ya da elektriksel bir zemin gibi, büyük, fiziksel olarak iletken bir nokta seçmektir .

but the problem was that the gamma detectors were these huge, bulky tubes, and they were filled with these scintillating crystals, and you just couldn't get them close enough around the breast to find small tumors.
ancak problem şu ki, gama detektörleri içi ışıldayan kristallerle dolu kocaman hantal tüplerden oluşuyor ve küçük tümörleri teşhis için memeye bir türlü yeteri kadar yaklaştırılamıyor.

however, these networks had to use discrete components, and networks with just a few neurons resulted in very bulky circuits. this limited the size of networks that could be built, hence their computing power.
bağlantıcı sinir ağı modellerine olan son ilgi dalgası, yeni teorik sonuçlar ve daha önce mümkün olandan çok daha yüksek karmaşıklığa sahip ağları simüle etmeyi mümkün kılan bilgisayar teknolojisindeki ilerlemelerle beslendi.ancak, bu ağlar birbirinden ayrıkbağımsız bileşenler kullanmak zorunda kaldı ve sadece birkaç nöronlua çalışan ağlar çok büyük devrelerle yol açtısonuçlandı.