Vous avez cherché: but i like to watch animals (Anglais - Turc)

i like to watch tv.
televizyon izlemeyi severim.

i'd like to watch tv.
tv izlemek istiyorum.

no, but i like going to watch baseball.
hayır, fakat beyzbol izlemeye gitmekten hoşlanıyorum.

i like going to watch baseball.
beyzbol izlemeye gitmekten hoşlanırım.

i like to go and watch baseball games.
beyzbol oyunlarına gitmeyi ve izlemeyi seviyorum.

but i like to cross boundaries.
ama ben sınırları aşmayı severim.

apart from cats, i like animals.
kediler hariç, hayvanları severim.

i like to be here.
burada olmayı seviyorum.

i like to anger tom.
tom'u kızdırmayı severim.

so, i like to use them.
onları kullanmasını seviyorum.

do you like to watch sports on television?
televizyonda spor izlemeyi sever misin?

but i like to pretend that it comes with ease.
ancak kolaymış gibi göstermeye çalışıyorum.

i like to change my clothes.
kıyafetlerimi değiştirmeyi severim.

i like swimming, but i don't like to swim here.
yüzmeyi severim fakat burada yüzmeyi sevmiyorum.

i like to think -- thank you.
düşünmeyi seviyorum - teşekkür ederim.

because i like to find new allies.
sen özelsin.

she has her faults, but i like her.
onun hataları var, ama onu seviyorum.

i like to check my facebook account.
facebook hesabımı kontrol etmeyi severim.

i don't know how you feel, but i like to cook for entertainment.
sizi bilemem ama ben hoşuma gittiği için yemek pişiriyorum.

he likes to watch baseball games on tv.
o, televizyonda beyzbol oyunlarını izlemeyi sever.