Vous avez cherché: clearer (Anglais - Turc)

script should be clearer
script daha anlaşılır olmalı.

and your antibiotic goes smaller and clearer.
ve antibiyotigin küçülür ve beyazlaşır.

rs's political situation is much clearer than fbih's.
sc'nin siyasi durumu bhf'den çok daha net görünüyor.

i don't know if i'll be able to make this any clearer.
daha da açıklığa kavuşturdum mu bilemiyorum.

the prospect of future eu membership became clearer for four countries last week.
dört ülkenin gelecekte ab üyeliğine ilişkin umutları geçtiğimiz hafta netlik kazandı.

will the vision provided by the contact lenses be clearer than the glasses?
kontakt lenslerin sağlayacağı görme, gözlüğe göre daha net olur mu?

reading the manual sections on types and type juggling will make the following clearer.
useful functions

certain ones could perhaps be combined or deleted in order to create a slightly clearer overview.
cihaz 22 hazır çekim modu sunuyor.

micic: well, now that the constitutional charter has been adopted, the situation is much clearer.
miçiç: anayasal Çerçeve onaylandığına göre, durum artık çok daha nettir.

but the more we learn about aging, the clearer it becomes that a sweeping downward course is grossly inaccurate.
ancak yaşlanma hakkında ne kadar bilgi sahibi olursak, yaşlanmanın kaçınılmaz bir düşüş olduğu fikri göze o kadar yanlış gelmeye başlıyor.

in few places is the devastation of turkey's environment clearer than in the town of dilovasi, an hour outside istanbul.
türkiye'nin çevresel anlamda tükenişi, çok az yerde İstanbul'a bir saat mesafedeki dilovası ilçesinde olduğundan daha net bir şekilde görülüyor.

it is widely believed that a less fragmented political scene and clearer platform orientations are necessary for serbia's political stability.
sırbistan'ın siyasi istikrarı için daha az parçalanmış bir siyasi tablo ve daha net platform yönelimlerinin gerekli olduğu görüşü yaygın.

there's actually ambiguous evidence as to whether you find reciprocity in other animals, but the evidence for people could not be clearer.
belirsizliğini koruyan konu başka hayvanlarda iyiliğin karşılık bulduğu fikri ve ve aynı zamanda insanlar için de bu konunun çok net olmadığıdır.

"there could be no clearer rebuke of tyranny, there could be no stronger affirmation of freedom," he stressed.
obama, "zorbalığın daha açık bir paylanması, özgürlüğün daha güçlü bir teyidi olamazdı." dedi

either that, or fujifilm should be clearer and design an advanced compact camera with the super ccd exr onboard and its functionality integrated; i can certainly see such opportunities.
durum ya böyle, ya da fujifilm daha açık davranarak super ccd exr sensöre sahip gelişmiş bir kompakt fotoğraf makinesi tasarlayıp bu sensörün fonksiyonelliklerini cihaza entegre etmeli; tüm bu fırsatların olabileceklerini kesinlikle görüyorum.

micic: first, it helps them by virtue of the fact that the situation has become clearer -- who does what, who answers to whom and who finances what.
miçiç: Öncelikle, durumun netleşmesi kaydadeğer bir yardım sağlayacak. -- kimin ne yaptığı, kimin kimi yanıtladığı, ve kimin neyi finanse ettiği netleşecek.

"romania, in its turn, due to its corruption problems, has developed an anti-corruption mechanism over the last years with clearer laws and rules.
dernek başkanı, "romanya ise yolsuzluk sorunları nedeniyle, son yıllarda daha net yasaları ve kuralları olan bir yolsuzlukla mücadele mekanizması geliştirdi.

"it creates a clearer situation in terms of eu enlargement; its implementation will be a plus for european countries aspiring to join the union," said macedonian prime minister nikola gruevski, whose country has awaited a start date for entry talks with brussels since the end of 2005.
Ülkesi, 2005 yılının sonundan bu yana giriş görüşmeleri için brüksel’den bir başlama tarihi bekleyen makedonya başbakanı nikola gruevski, “ab’nin genişleme süreci açısından daha net bir durum ortaya çıkarıyor; anlaşmanın hayata geçirilmesi, birliğe katılmak isteyen avrupa ülkeleri için bir artı olacak”, dedi.