Vous avez cherché: controlling (Anglais - Turc)

controlling
kontrol

controlling internet
İnterneti kontrol etmek

controlling the sessions.
oturumlar denetleniyor. name

non-controlling shares
kontrol gücü olmayan paylar

final controlling element
son denetim öğesi

video matrix controlling keyboard
video matris kontrol klavyesi

nobody is controlling what you do.
kimse ne yaptığını kontrol etmez.

transactions with non-controlling shares
kontrol gücü olmayan paylarla olan işlemler

ways of controlling, preventing soil erosion.
toprak erozyonunun kontrolü ve önlenmesi.

controlling the skies over bosnia and herzegovina
bosna-hersek hava sahasının kontrolü

ot = controlling company (audit company)
ot = kontrol şirketi (denetim şirketi)

personnel controlling the result /date/signature
sonucu kontrol eden personel tarih/İmza

one knob is the knob for controlling global temperature.
bir düğme küresel sıcaklığı kontrol etmek için.

controlling that in-process controls are applied;
proses içi kontrollerin uygulandığının kontrolü;

controlling whether weighing and efficiency calculations are made;
tartım ve verim hesaplarının yapıldığının kontrolü;

maybe another knob is a knob for controlling co2 concentrations.
belik diğer düğme de karbondioksit yoğunluğunu kontrol etmek için.

controlling whether the relevant deviations are searched and closed;
İlgili sapmaların araştırılıp kapanmış olduğunun kontrolü,

russia will retain the controlling 51% stake in the pipeline.
rusya, boru hattının %51'lik kontrol hissesini elinde tutacak.

controlling such provinces is the key to success in knights of honor.
knights of honor’da başarılı olmanın kilit noktası bu gibi eyaletlere hükmediyor olmaktır.

they're proteins that are controlling things like ion channel movement.
İyon kanal hareketleri gibi şeyleri kontrol eden proteinlerdir.