Vous avez cherché: critically (Anglais - Turc)

critically endangered
kritik tehlikedeki türler

five others were injured, one critically.
kazada, biri kritik olmak üzere beş kişi de yaralandı.

this species is classified as critically endangered.
bu tür gizli kritik tehlike altındadır.

pop up a window when a disk gets critically full
bir disk tehlikeli derecede dolduğunda bir pencere aç

those are very important, critically important to us.
bunlar çok önemli şeyler, bizim için hayati değeri var.

four newborns were killed and seven were critically injured.
yangında dört yenidoğan hayatını kaybetti ve dördü de kritik derecede yaralandı.

it claimed one life and injured nine people, one critically.
olayda bir işi öldü ve birinin durumu kritik olmak üzere dokuz kişi yaralandı.

this depends critically also on greenhouse gas emissions originating outside europe.
eap), avrupa parlamentosu ve konseyi’nin 22 temmuz 2002’de kabul ettiği bir karardır.

critically-minded journalists were allegedly targeted in a smear campaign.
eleştirel gazetecilerin bir karalama kampanyasında hedef alındığı iddia ediliyor.

but despite this amazing longevity, they're now considered critically endangered.
soylarının bu uzun geçmişine rağmen, bugün yokolma tehlikesiyle karşı karşıyalar.

the orinoco crocodile ("crocodylus intermedius") is a critically endangered crocodile.
orinoco timsahı ("crocodylus intermedius"), "crocodylus" cinsi bir timsah türü.

it was critically acclaimed, winning an award at the 1990 pollstar concert industry awards.
turne başarısı sayesinde 1990 pollstar concert industry awards' ta en başarılı turne ödülünü almıştır.

and critically, what happens in central africa doesn't stay in central africa.
ve en önemlisi, orta afrika'da yaşananlar orta afrika'da kalmıyor.

and critically, the social constraints created a culture that was more generous than the contractual constraints did.
ve sosyal bağlayıcılar yazılı anlaşmaların yaratacağından daha cömert bir kültür yarattı.

animals like the ganges river dolphin which is just down to a few left, and it is also critically endangered.
ganj nehir yunusu da, birkaç yüzlük bireyiyle artık had safhada soyu tükenme tehlikesi altında olan türlerden biri

according to police, a hand grenade that had been hidden inside the car exploded, critically injuring the driver.
polisin açıklamasına göre, arabanın içine yerleştirilen bir el bombası patlayarak sürücüyü ağır şekilde yaraladı.

and a critically important step in understanding our own desires and tastes is to realize that we cannot always explain what we want deep down.
ve kendi tutkularımızı ve tatlarımızı anlamamızdaki çok önemli bir adım da, aslında ne istediğimizi her zaman anlatamayacağımızın farkına varmamızdır.

"he is close friends with two other prominent and critically praised mexican filmmakers alfonso cuarón and alejandro gonzález iñárritu.
del toro aynı zamanda eleştirmenlerin övgüsünü kazanan iki ünlü yönetmen, alfonso cuarón ve alejandro gonzález iñárritu ile yakın arkadaştır.

ban expressed hope that the two leaders will be able to agree on the critically important issues and "make significant progress".
ban, iki liderin kritik açıdan önemli konular üzerinde anlaşma sağlayarak "önemli ilerleme kaydedebilecekleri" konusundaki umudunu dile getirdi.

he was critically ill, there were other critically ill patients; luckily, we were able to get a helicopter in to rescue these guys.
durumu çok ciddiydi. orda başka ciddi hastalarda vardı. neyseki onları kurtaracak bir helikopter ayarlayabildik.