Vous avez cherché: cut down noise pollution (Anglais - Turc)

noise pollution
gürültü kirliliği

cut down
kesmek

they cut down the tree.
onlar ağacı kestiler.

he cut down a cherry tree.
o, bir kiraz ağacını kesti.

a lot of trees were cut down.
Çok sayıda ağaç kesildi.

so when you hear this sound you feel like a kind of shelter, preserved from noise pollution.
bundan dolayı bu sesi duyduğunuzda kendinizi gürültü kirliliğinden koruyan bir siper gibi hissedersiniz.

don't cut down those trees.
bu ağaçları kesme.

i want to cut down any avoidable costs.
kaçınılabilir maliyetleri kısmak istiyorum.

his doctor told him to cut down on drinking.
doktoru ona içkiyi azaltmasını söyledi.

the doctor advised him to cut down on drinking.
doktor ona içmeyi azaltmasını tavsiye etti.

and they estimated that 1.6 million years of healthy living are lost every year in europe because of noise pollution.
hesaplamalarına göre gürültü kirliliği yüzünden avrupa'da her yıl 1.6 milyon yıllık sağlıklı yaşam kaybediliyor.

my father cut down on salty food as i had advised.
tavsiye ettiğim üzere babam tuzlu gıdaları azalttı.

old and sick trees will be cut down and replaced with saplings.
yaşlı ve hasta ağaçlar kesilerek yerlerine yeni filizler dikilecek.

you should cut down on the amount of fattening food that you eat.
yediğin şişmanlatıcı yiyeceğin miktarını azaltmalısın.

after his heart attack, jim had to cut down on his sugar intake.
jim kalp krizinden sonra, şeker alımını kesmek zorunda kaldı.

and the peaceable habitations are cut down because of the fierce anger of the lord.
güvenlikte oldukları ağıllar yok oldu.

it was sold to proto-feminist housewives as a way to cut down on housework.
ve protofeminist kadınlara ev işlerini azaltmaları için satıldı.

but this may have cut down on housework, but it cut down on the variety of food we ate as well.
bu ev işini azaltmış olabilir; ama yenilen yemek çeşidini de azalttı.

she advised him to cut down on smoking, but he didn't think that he could.
o ona sigara içmeyi azaltmasını tavsiye etti fakat o yapabileceğini düşünmüyordu.

but ye shall destroy their altars, break their images, and cut down their groves:
onların sunaklarını yıkacak, dikili taşlarını parçalayacak, aşera putlarını keseceksiniz.